:::: MENU ::::
Posts tagged with: Ayşe Erkmen

Modern Sanat ve Perili Köşk

Dün sabah saatlerinde, harika bir hava eşliğinde, TurkishWin ekibinin düzenlediği bir organizasyonla Borusan Contemporary ‘de Segment#3 ve Anima sergilerini gezdim. BC view

Uzun yıllar Perili Köşk olarak önünden geçip gittiğimiz bu ilginç binanın, Borusan tarafından böyle keyifli bir amaca dönüştürülmesi harika olmuş. Hafta içi Borusan ekibine ofislik ederken, haftasonları halka açık bir sergileme alanına dönüşüyor olması pek hoş. Binanın en üst katından başlayarak rehberimiz eşliğinde leziz bir tur yaptık. İtiraf etmeliyim, özellikle çağdaş eserlerin yer aldığı sergileri koşaradım dolaşmaktan hoşlanmıyorum. Bazı eserlerin etrafında daha fazla vakit geçirip, sanatçının anlatmaya çalıştıklarını sindirmek istiyorum. Bu nedenle 14 nisanda sona erecek olan Anima sergisine ait eserleri bir kez de kendi başıma dolaşacağım.  Morellet

Borusan Çağdaş Sanat Kolleksiyonu; ağırlıklı olarak 1990 sonrasına ait farklı tekniklerde gerçekleştirilmiş çalışmalara yer veren homojen bir yapıya sahipmiş. Yılda iki kez düzenlenen “Segment” sergileri, Borusan Contemporary bünyesindeki farklı yatay ve dikey ilişkileri Perili Köşk’ün mimarisinden kaynaklanan özellikleri de gözeterek sunuyormuş.
Farklı sunuş tekniklerinin denendiği “Spot On” projesi, hem koleksiyon profilinin, hem de temsil edilen sanatçıların farklı eğilimlerinin bir arada sunulması için gerçekleştirilmiş. Üç ve dördüncü katlarda yer alan “Gören Gözler İçin François Morellet” başlıklı eserler bu kapsamdalar.  Morellet2

Morellet’nin eserlerini; neon tekniği kullanılarak gerçekleştirilmiş birer tür “Işık Heykelleri” olarak da adlandırılabilirsiniz. 1926 doğumlu sanatçının hala aktif olarak eser vermesi de hepimize ders olmalı.  Una Lumino Portentum

Anima başlığıyla sergilenen eserlerin büyük bölümü Choe U-Ram’a ait. Sanatçı, eserlerinde fizik kanunlarıyla estetiği öyle müthiş harmanlamış ki, sistemli olarak çalışan makineye baktığınızda onda yer alan harika yaratığı izlemeye doyamıyorsunuz.  Merry-Go-Round

Choe U-Ram’ın eserlerindeki yaratıklar denizlerin en derin çukurlarından ya da uzayın en karanlık köşelerinden gelmiş gibiler. Jet Hiatus, Una Lumino Portentum, Arbor Deus Pennatus benim ilk görüşte ilgimi çekenler oldular.   Pavillon

Anima sergisinin küratörü olan Choi Doo Eun’un ikinci ve dördüncü katta yer alan Pavillon, Ouroboros ve Merry-Go-Round isimli çalışmalarına da bayıldım. Çeşitli katlarda yer alan Türk sanatçıların eserlerini de ıskalamayın derim.

Sergi ile ilgili daha fazla görsele BURAYA tıklayarak erişebilirsiniz.


Istanbul Modern’de Yeni Sergi: Modernlik?

Dün sabah saatlerinde, İstanbul Modern ‘de; “Modernlik? Fransa ve Türkiye’den Manzaralar” başlıklı yeni serginin açılış öncesi bilgilendirme toplantısındaydım. 16 Ocak- 16 Mayıs tarihleri arasında sanatseverlerin gezebileceği sergi; Comité Colbert sponsorluğunda gerçekleşmiş.

Modernleşmenin günümüz sanatına olan etkilerini araştıran sergide, sanatçıların modernleşmeyle hesaplaşmaları ve modernlik olgusu işlenmiş.  

Modern hayatın dinamiklerine odaklanan sergide; Nevin Aladağ, Fikret Atay, Kader Attia, Ayşe Erkmen, Cyprien Gaillard, Thomas Hirschhorn, Pierre Huyghe, Chris Marker, Sarkis, Hale Tenger ve Nasan Tur’un eserlerini inceleyebilirsiniz.
Modernliğin geride bıraktığı tortuların hayatımıza nasıl sızdığının ortaya çıkarmaya çalışıldığı sergi; Türkiye’nin modernleşme sürecindeki ilk rol modeli Fransa’dan ve Türkiye’den sanatçıların eserleriyle, modernliğin farklı biçimlerde sürekli karşımıza çıkan kalıntılarının bugünü ve geleceği nasıl dönüştürebileceği de tartışmaya açılmış.
Fikret Atay’ın beni çok rahatsız eden ve 5 saniyeden kısa sürede sergilendiği alanı terk ettiğim videosu dışında bütün eserleri keyifle inceledim.

Cezayir göçmeni bir ailenin çocuğu olarak Lyon’un banliyölerinde doğan Kader Attia; siyaha boyanmış ve mozaik aynalarla kaplanmış eski buzdolaplarından oluşan enstalasyonuna Skyline adını vermiş.

Hemen karşısında Nasan Tur’un Once Upon A Time adını verdiği ve sekiz ülkenin saten bayraklarından oluşan eseri var. Yugolavya, SSCB ve Doğu Almanya gibi siyasi dünya haritasından silinmiş ülkelerin bayrakları bunlar.

Hale Tenger’in enstalasyonuna, tepeden yere tüylerle kaplı bir kapıdan giriyorsunuz. Karanlıkta sessizce dönen fiziki bir yerküreyle karşılaşıyorsunuz. Diğer tarafta ise perdenin açılmasıyla ortaya çıkan ters bir siyasi küre yer alıyor. Bu bölümde arka planda çalan müzikle birlikte, dünyada olan bitenleri izler gibi tuhaf bir ruh haliyle izliyorsunuz.

Chris Marker’ın Zaplama Bölgesi “Hayali Bir Televizyon İçin Öneriler adını verdiği multimedya yapıtı en çok vakit geçirdiğim bölüm oldu. Marker’a göre modernlik kesintili ve sürekli hareket halindeymiş. Yaz sonu Boston ve New York’da hemen her Uzakdoğu’lu ortamda rastladığım figür olan Maneki Neko’yla karşılaşmak da hoştu.

Ayşe Erkmen’in altı farklı boyda doksan tane yeşil mayın heykelinden oluşan enstalasyonu, modern çağın en sinsi savaş aracı olan kara mayınları. Yine Ayşe Erkmen’in bir diğer çalışması olan Fış Fış isimli, yaklaşık üç metre boyundaki zarif metal kayık; modern dünyada ütopik arzuların imkansızlığını vurguluyor.
Pierre Huyghe’nin Streamside Day adını verdiği video enstalasyonunu mutlaka izleyin, çok etkileyici.

Usta sanatçı Sarkis’e ait bölümde, sanatçıyla NTV röportaj yapacağı için fazla vakit geçiremedim. Renkler ve duvara yansıyan videoda gördüğüm melek figüründe aklım kaldı, bir ara tekrar uğrayıp rahatça inceleyeceğim.

Etkilendiğim bir başka bölüm de, genç sanatçı Nevin Aladağ’ın Freeze serisi oldu. Break dans figürleri yaparken donuvermiş insanların olduğu fotograflarla modern kent yaşamının dinamikleri ve bireyin kentteki hareket alanı sorgulanmış.

Cyprien Gaillard ise kentlerin yeniden yapılandırması sırasında yıkılan binaların molozları üzerine gerçekleştirdiği Höyük isimli bir fotoğraf projesi ile katılmış sergiye.

Thomas Hirschorn’un One World adını verdiği çalışması kartondan bir sunak üzerinde manken kollarıyla desteklenen bir dünya küresinden oluşuyor. Sanatçı bu uygulamasıyla; hem tarihi hem de şimdiki zamanı sorgulayarak, farklı bir gelecek kurgulamayı öneriyormuş.
Sergi süresince İstanbul Modern ‘de çok sayıda da etkinlik düzenlenmiş. Garanti Bankası’nın katkılarıyla gerçekleşecek “Modern Zaman Atölyeleri” programında 4-5 ve 6-7 yaş grubu için “Sihirli Ayna”, 8-10 yaş grubu için “Sandık İçi Atölyesi”, 11-13 yaş grubu için “Bayrak Tasarım Atölyesi” adlı etkinlikler var. Ayrıca aileleriyle birlikte 3-5 yaş grubu “Benim Tombik Kürem”, 6-10 yaş grubu ise “Gündüz Başka Gece Başka” adlı etkinliklere katılabilecekler.
Ayrıca 7-17 şubat arasında; sergide Zapping Zone eserini goreceğiniz Fransız sinemacı Chris Marker 13 filmiyle anılacak.
Etkinlik detaylarını;  Modernlik sergi etkinlikleri- 15 Ocak 2013  yazısına tıklayarak word formatında bilgisayarınıza indirebilir, sergiye ait eserleri görebileceğiniz daha fazla fotografıma da ŞURAYA tıklayarak ulaşabilirsiniz.