:::: MENU ::::

Bu kadar sevgisizlik ve nefret insanı hasta eder

Kendi sevgisizliklerini, mutsuzluklarını, yoksunluklarını başkalarını üzmekle gidermeye çalışanlar beni hep şaşırtmıştır. Yaşadıkları hangi ağır travma bu denli kötü düşüncelerle yoğrulmalarına neden olmuştur acaba diye düşünürüm. Sevgi dolu kocaman bir ailede yetiştiğim için hep şükrederim. Misafirimiz hiç eksik olmazdı. Bayram yemeklerimiz, yılbaşı ve doğum günlerimiz hep coşku ile kutlanırdı. Akrabalar, yakın aile dostlarının olmadığı yemek masaları hüzün verirdi sanki. Bunca yoğun duygularla yetiştiğinizde; hayata bakışınız da farklı şekillenmiyor. İnsanları mutlu etmeyi, güzel duygular hissetmelerini, sevinçleri ve kederleri paylaşmayı öğrenmişseniz, bu sizin yaşama biçiminiz oluyor.
Güne neşeli başlamanın, ilerleyen saatlerde yaşayacağımız zorlukları az da olsa hafiflettiğine inanıyorum.  Okul yıllarından kalma bir alışkanlıkla, akşam kaçta yatarsam yatayım sabah en geç altıda uyanmış olurum. İki yıl önce friendfeed sosyal ağını kullanmaya başladığımda, sadece yabancı ülke kullanıcılarının birbirine günaydın deyip, iyi günler dilediğini fark ettim. Her sabah uyanır uyanmaz önce kendime, sonra da belki birilerine moral olur diye günaydın mesajları yazmaya başladım. Bir süre sonra, pek çok arkadaşımın mesaj altında toplanıp günü selamladığı bir eğlenceye dönüştürdük bu işi. Bu mesajlarım yüzünden nelerle suçlanmadım ki. Şizofren yaşlı kadın, ilgi manyağı, yalaka, çıkarcı ve daha neler neler. Hani eski bir deyiş vardır “kişiyi nasıl bilirsin” diye sormuşlar dervişe, cevap “kendim gibi” olmuş. Sanırım burada da durum böyleydi, insanlar karşılıksız sevgi ve dostluktan öyle yoksun kalmışlar ki, bir selamın ardında bile çıkar arıyorlardı.  Benzer durum,  doğum günü mesajları ile de devam etti. Doğum günleri benim için çok önemlidir, çünkü annem, anneannem ve teyzelerim bana ve kardeşlerime çok güzel kutlamalar yaptılar çocukken. Hemen hemen bütün dostlarımın doğum günleri kayıtlıdır, gücüm yettiğince onları mutlu edecek armağanlar hazırlamaya çalışırım. İş yerlerimde de çok önem verirdim ve mutlaka her doğum günü olan için bir kutlama yapılmasını organize ederdim. Sevgili Mehmet Cihangir‘in, friendfeedde bana doğum günümde bir kutlama yorumu açmasıyla o kadar mutlu olmuştum ki, ben de doğum gününü bulabildiklerime sanal kutlamalar yapmaya başladım. Onları tanıtan bir iki cümle ve varsa blog adreslerini yazıp, özenle fotoğraf da ekliyordum. Bir süre sonra takma isimli nefret timleri yine ortaya çıktı, bu kez de kutlama mesajlarına takmışlardı. Alay ve hakaret içeren başlıklar açarak beni üzmeye çalışıyorlardı. Bir başka türü de yorum yazdığım yerlerde bana hakaret ederek kendini tatmin ediyordu. Üzülmemek mümkün değil, ama onlar için daha çok üzülmem gerektiğine karar verdim. Bu kadar sevgisizlik ve nefret insanı hasta eder, yazık.
Yaşamam gereken zorluklara, halletmem gereken sorunlara, benden ilgi bekleyen aile büyüklerime ve dünyanın diğer ucunda okuyan oğluma harcayacağım enerjiyi  boşa tüketmemem gerek.
53 yıldan fazla süredir, ailemden gördüğüm gibi sevgi ve dostluk vererek yaşadım, bundan sonra da öyle yaşamaya devam edeceğim.
Hayatın bana ne sürpriz hazırladığı meçhul, üzüntüyle vakit kaybetmeye değmez.
Sevgi ve ışıkla kalın…


12 Comments

  • sedef |

    Her yazdığın doğum günü mesajında Mügecim ben doğum günü sahipleri adına seviniyorum, ve kendi doğum günümü de heyecanla bekliyorum 🙂 Bir insanın hayatta ilk nefesini aldığı gün kutlanmalı! Tanıdık tanımadık herkes tarafından kutlanmalı! Daha önce yapamadım şimdi yapıyorum ve eline sağlık diyorum. Sen durma yaz… Kutla… Ben kendi payıma her mesajı memnuniyetle okuyorum 🙂

  • berna mutlu aytekin |

    Günaydın feed’leriyle ve şimdi doğum günü feed’leriyle güne güzel başlamamı sağladığın için kendi adıma mutluyum. Çamura bulanmış yüreği olanların toprağında çiçek yetişmezmiş zaten. Dert etme. Senin benimle ilgilenmen ne kadar hoşuma gider biliyorsun. Laf aramızda ben de doğum günümün gelmesini sabırsızlıkla bekleyenlerdenim 🙂 İyiki varsın.

  • Işıl Yılmaz |

    Sevgili Müge Hanım,

    Yazılarınızı büyük keyifle okuyorum ve paylaştığınız linkleri kaçırmadan takip etmeye çalışıyorum. Yazdığınız bu yazı ile birkaç gündür yaşadığım sıkıntılara tercüman oldunuz.

    Çok teşekkür ederim.

    Sevgi ve Saygılarımla,
    Işıl

  • Eyup Kaplan |

    Sen ff’e öyle güzel bir imza bıraktın ki “günaydın”larınla ve “iyi ki doğdun”larınla, imzanı kıskandılar…Keşke herkes hayata böyle imzalar bırakabilse Üstad…

  • pippi haşmet |

    Müge Hanım, sizin yaptığınız herhangi bir yanlış yok bu konuda. Utanıyorum bu gibi durumlardan, bir günaydın, bir kutlama neden rahatsız eder insanları anlamak zor.

  • vigo |

    Müge abla, sen insanlara aldırma… olumsuzlukları görme, güzel ve iyi şeyleri gör… ben de pek çok şeyi kafaya takıyordum ama artık vitesi boşa attım. Seni bilen biliyor, ne yi ne maksatla söylediğini de biliyor bu bakımdan gerisi “abesle iştigal” etmektir… görüşmek üzere saygılarımla

  • okşan |

    Maalesef başka insanları üzerek mutlu olmaya çalışanlar var. Yazık. Çok üzücü. Hayat çok acımasız ama onu yaşanası kılmak için gösterdiğiniz olağanüstü çabayı takdir ediyor ve tüm kalbimle destekliyorum. Yüzünüzün hep gülmesi dileğiyle…

  • Evrim |

    Müge Ablacigim, sizi bu notu yazmak zorunda bırakanlar utansın. Sizin sevginiz ve ışığınızdan kamaşıyor gözleri, olayı sadece geçmişte yaşanmış olması muhtemel bir travma ile açıklamak zor, bu nasıl bir karamsarlıktır anlamk kolay değil. gerekli de değil, siz güzellikleri sizinle paylaşmaya hazır bunca insan varken onlarla yorulmayın dertlenmeyin…

    Ben her sabah sizden güzel bir şeyler duydukça mutlu oluyorum.:-) Eminim mesajlarınızla enerji toplayan bir sürü insan vardır.

  • Zehra |

    Ben seni Friendfeed de günaydın mesajlarinla sevdim.. Çok uzak olmamiza rağmen bana yeri geldi anne şefkati ile yaklaşdin.. Yeri geldi şen şakrak abla oldun.. Şu an Friendffed de yokum biliyorsun sadece Twitterle de takip olunmuyor, fakat şu kadarını söyleye bilirim ki.. Gördüğüm ve tanidiğim insanlar arasinda en güclü direncli ve aynı zamanda çok güzel anne ve insansın.. Ablam sen bu hayatta en iyisini hak ediyorsun.. En önemlisi de insan oğlunun unuttuğu aşkı-sevgiyi hak ediyorsun.. Geçenlerde bir şey okudum.. Böcek,kozadan dışarı çıkarken sarf ettiği çaba neticesinde,vucudundaki zehiri dışarı verir.. Eğer o zehir dışarı verilmezse böcek ölür..

    İnsanlar da,daha güclü daha iradeli ve daha iyi olmak ve böylece istediklerini yapa bilmek için karşılarına çıkan zorluklarla mücadele ederek olgunlaşır,gelişir ve güclenirler..

    Ve eğer insanlar,arzu ve isteklerine kolayca ulaşırlarsa,karakterleri zayıflar, adeta içerinde bir şeyin ölmüş olduğunu hiss ederler.. İşte ablam sen bi kelebeksin.. Zehiri içinde kalan böcekler aldirma.. Çünkü senin güzelliğin ve yaşama bağli olman bu böceklerden çook çook daha önemli.. Onlar için sadece umud etmek kaliyor bize ya zehirlerinden kurtulup kelebek gibi özgür kalmak isterler, yada zehir kendi içinde kalan koza olarak ölüp giderler..
    Daim Sevgi ile kal Müge ablacim.. Seni seviyoruz =)

  • Ayhan |

    Müge hanım,

    Doğumgünü sizin tarafından kutlanan şanslı kişilerden biri olarak sergilemiş olduğunuz ince davranışın ne kadar eşsiz ve mutluluk verici olduğunu söyleyebilirim.

    Detayları anlayamacak zihinlerin bu ince davranışları kavrayabilmesi imkansız zaten.

    Hayatımıza kattığınız güzellikler için size ne kadar teşekkür etsek azdır 🙂

    Sevgiler,

    AAB

  • İbrahim Uzun |

    Bence bu sevginin sana gösterilen sevgiye karşılık bir yansıma olduğunun farkındalar ve kıskanıyorlar. Bizde uzak olsunlar diyorum TT.

    Sevgiler sana.

So, what do you think ?