:::: MENU ::::
Posts tagged with: GırGır

70 lerin sonuna doğru…

Moran’daki eğlenceli çalışma hayatımda “Medya Bölümü” ne transfer edilmekle yeni günler başlamıştı benim için. Sevgili Işık Akan, aile işlerini devir almak üzere İzmir’e dönmeye karar verince, Rasin Baba ile çalışmak bana nasip olmuştu. TRT sözleşmeleri, gazeteler, radyolar, sinemalar, açık hava reklamları, faturalar, planlamalar… ne çok iş ve öğrenecek konu vardı. Daha çok telefon görüşmesi, daha çok toplantı, daha çok yazışma, ama bir o kadar da keyifli insanla tanışma imkanı. Rahmetli Nezih Demirkent’le tanıştığım gün, sanki dünyanın en önemli insanı bendim. Nezih Bey sadece o günlerde çalıştığı Hürriyet Gazetesi için değil, tüm Babıali için çok önemli bir isimdi. Reklam servisinde çalışanların hepsiyle tanışmamı istemişti. O günlerde benim gibi genç ve coşkuyla mesleği öğrenen, sonra başarı merdivenlerini hızla çıkan, bir kaç dostla uzun yıllar çalıştık. O yıllarda matbaacılığın, gazeteciliğin yüreği Cağaloğlu’nda atardı. Henüz dışı cam kaplama plaza modası yoktu. Sözünü ettiğim yıllar 1977-1979 arası, reklamcılığın altın yılları. Hem her şey çok zor, hem de yalın ve yaratıcı. Literatürü takip etmek pek masraflı, ama bir o kadar da statü simgesi. Ajansınız bir takım reklam dergilerine abone ise sizden havalısı yok. Dergi ilanları Hayat, Ses, Elele, Hey gibi dergilerde yayınlanıyor. Reklam almayan Gırgır dergisi, her hafta yüzbinler satıyor, ama reklama direniyor. Bu arada, okulda gece eğitimi güvenlik nedeniyle iptal edilmiş, 3 arkadaş Prof. İsmet Giritli’den rica minnet devamsızlık problemi yaşamayacağımız sözü alıp işlerimize devam ediyoruz. Ortalık toz duman. Sağcılar, solcular, itiş kakış, her gün yok olan fidan gibi gençler. Kahveler taranıyor, okul çıkışlarında pusular kuruluyor, gençler her gün öldürülüyor. Bunları görmezden gelip “bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz”, “yollar yürümekle aşınmaz” gibi veciz laflar eden ve yaraları kaşıyan Demirel başbakan. Arada bir şapkasını alıp kaçtı, tam sevinmişken yine geri geldi. O da yetmedi, daha sonra Cumhurbaşkanı da oldu ya, bu ülkede herkes her şeyi olabilir inancımı pekiştirdi.