:::: MENU ::::
Posts tagged with: Van Depremi

Mahrumiyet nedir bilir misiniz?

Mahrumiyet; bir iki kırıkla canlı kurtulduğun göçük altından çıkıp, hastane hastane dolaştırılırken iç kanamadan ölmektir.
Habibe Yılmaz Öğretmen ne kadar sevinmiş tayini çıktığında, ailesi yakınları diyorlar ki hayat doluymuş, öğrencileri onu çok seviyormuş. O meşum günde 22 öğretmene mezar olan Buse Cafe’ye öğle yemeğine gitmiş. Habibe Öğretmen ecelle orada selamlaşmış, önce nanik yapıp kaçıvermiş, gel gör ki mahrumiyet yapışmış genç öğretmenin yakasına, ecelle el ele tutuşup peşine düşmüşler. Hastane hastane dolaştırılırken iç kanamadan hayatını kaybetmiş Habibe öğretmen.
Koca koca adamlar, devlet erkanımız çıkıp “yapıyoruz, ediyoruz, hallediyoruz” diyorlar ya inanmayın, bir halt ettikleri yok. Her zaman olduğu gibi sadece konuşuyorlar, bir sonraki seçimde alacakları oyun telaşındalar. Sizin canınız yanmış umurlarında bile değil. Öyle olsaydı geri çevirirler miydi bunca yabancı ülke yardımını, hesabını sorduğumuzda alınan deprem vergilerinin, çemkirmek yerine sayfa sayfa verirlerdi hesabını.
Nur içinde yat Habibe Öğretmen, seni unutmayacağız, unutulmana izin vermeyeceğiz.
Habibe Öğretmenin arkadaşı DerinlikSarhosu rumuzlu dost; sen yüreğini ferah tut, o şimdi daha iyi bir yerde. Başın sağolsun, başka acı yaşama, hep iyi günler gör.
Habibe Yılmaz Öğretmen ile ilgili haber için TIKLAYINIZ 

 


Bir gün sen düşersen, ben de seni kaldıracağım…

Friendfeed üzerinde bir paylaşım sayesinde gördüm bu yazıyı. Ekşi Sözlük üzerinden yazılmış ŞURAYA tıklayınız
Lütfen yazılanların tamamını okuyun, orada burada şov yapanlara ibret olsun, insanlık budur işte. Siyasi arenada bir sonraki seçim hamlesine hazırlanmak, vay be neymiş dedirtmek değildir yardım etmek, sağ elin verdiğini sol elin görmemesidir. Ben ve yakın çevrem büyüklerimizden böyle öğrendik. Yazıyı okurken gözyaşlarıma engel olamadım. Helal olsun bu arkadaşa ve aynı düşüncedeki bütün insan gibi insanlara. Bir şeylerin düzeleceğine olan inancımı tazeliyorsunuz, iyi ki varsınız.
Sadece yapacağım şu alıntıyı bile okusanız, içiniz titreyecek ve yazının tamamını okumak isteyeceksiniz.
“mesajın gerçek sahibi de, ben de herhangi bir yayın organıyla görüşmeyi düşünmüyoruz. ekşi sözlük, facebook ve twitter yeterince geniş kitlelere ulaşıyor. zaten benim amacım bu mesajı birçok insanın duymasını sağlamaktı, onu da başardığımı düşünüyorum. haber yapmak isteyen herkes sözlükte yazdığı kadarıyla yapabilir. sonuçta bu olayda önemli olan nokta kişiler değil, ana fikir. yardımla ilgili bir konu şahsi olarak konuşulmamalı. burada takma ismimizle var olduğumuz için, bir de o mesaj çok anlamlı olduğu için yazabiliyorum bunları. ama bana biri “evet bksibk bey, bu yardımı yaparken…” gibi bi cümle kurarsa utancımdan ölürüm. o yüzden kimse kusura bakmasın, bu işin röportajı falan olmaz.
Kimin ne yaptığına değil, Van’da kardeşimizin ne söylediğine bakalım, emin olun ki tek ihtiyacımız bu.”