:::: MENU ::::
Browsing posts in: Sansür

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü

3-mayis-dunya-basin-ozgurlugu-gunu-kokteylle-kutlaniyor-2016-04-30_m
Kutlanacak bir basın özgürlüğü olmayan ülkemde 156 gazeteci tutuklu ve hükümlü. Noktasına virgülüne dokunmadan Basın-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu bildirisini alıntılıyorum:

Birleşmiş Milletler, 1993 yılında özgür ve bağımsız bir basın için 3 Mayıs’ı Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kabul etmiştir.

Bugün gelinen noktada basının hiç de özgür olmadığı ortada. Veriler birçok coğrafyada basın özgürlüğünü kısıtlayan gelişmelerin devam ettiğini ortaya koyuyor. Özellikle Türkiye en belirgin düşüşün yaşandığı ülkelerin başında geliyor. Ülkelerin basın özgürlüğünü inceleyen Freedom House’un 2014 raporuna göre, Türkiye son 15 yıldır ilk kez “kısmen özgür ülkeler” kategorisinden “özgür olmayan ülkeler” kategorisine düştü. Bu veriler doğrultusunda Türkiye, basın özgürlüğü bakımından dünya genelinde 134’üncü sıraya gerilerken, Avrupa sıralamasında da basını özgür olmayan tek ülke oldu. Diğer yandan, Türkiye’de basın, Bangladeş, Endonezya, Uganda, Tanzanya, Kenya gibi ülkelere kıyasla da daha sınırlı…

Basın özgürlüğünün bir diğer ayağı hiç kuşkusuz basın emekçilerinin örgütlülük düzeyidir. Ülkemiz bu açıdan da sıkıntılıdır. Basın emekçilerinin büyük bir çoğunluğu örgütsüz, sendikasızdır. Sendikalaşmaya yönelik adımlar, işten atmayla, baskıyla sonuçlanmakta, ya da yandaş sendikalar devreye sokularak örgütlenme ve toplu pazarlık hak ve özgürlükleri kısıtlanmaktadır.

Sonuç olarak, gerçekten örgütlü, hür ve bağımsız bir basına acilen ihtiyacımız var. Bu duygu ve düşüncelerle, kimsenin düşünce ve ifadelerinden dolayı yargılanmadığı, her türlü baskı ve sansürden uzak, sesimizi daha özgür duyuracağımız bir dünya dileğiyle 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Gününü kutluyoruz …

Basın-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu

2 Mayıs 2017 tarihi itibarıyla tutuklu ve hükümlü 156 gazetecinin isimlerine bu linkten ulaşabilirsiniz http://tutuklugazeteciler.blogspot.com/2017/

Görsel kaynağı: http://haberkibris.com/images/2016_04_30/3-mayis-dunya-basin-ozgurlugu-gunu-kokteylle-kutlaniyor-2016-04-30_m.jpg


İnternet Yasaklarının Dijital Reklam Sektörüne Etkisi Yıkıcı Olacak

Uzunca bir süredir; internet yasakları ile ilgili gerek yurt içinde gerek yurt dışında yayınlanan her yazıyı, her bilgiyi satır satır tarıyor ve okuyorum. Özellikle ülkemizde reklam sektörünün büyük oyuncularının ve basının bu konuya neden bu kadar az tepki gösterdiğini anlamaya çalışıyorum. Hemen hemen sektördeki şirketlerin çoğu yasaklara karşıy “mış gibi” yaptılar. Yeterli değildi, internet yasası ağır cezai yaptırımlara yol açacak şekilde onaylandı. Şimdilerde Twitter, Youtube ve olası bir Facebook yasaklanmasında da dijital reklam ajansları ve çalışanları büyük zarar görecekler. Hatta dün okuduğum bir yazıda VPN ve DNS değişikliği ile internete bağlanmalar nedeniyle reklam gelirlerinde büyük düşüşler olduğundan söz ediliyordu. (Kaynak : Turk Internet )

twitter
Şimdi adım adım birlikte düşünelim; internet yasaklarıyla birlikte dijital reklamcılıktan pay alan büyük oyuncuları hafifçe yana itelim (çoğunlukla bir dünya devi ajansın mutfağında olanlar, yabancı ortağı olanlar gibi gibi), sektörün küçük cirolu oyuncuları yasaklardan önce, koca koca markalardan pay alıp güzel ve göz alıcı işler yapmaya başlamışlardı. Pastanın dilimlerinde payların oranı hızla değişiyordu. Aynı durum TV ve basılı mecralar için de geçerliydi. Bilgisayarları, tabletleri ve cep telefonlarıyla internete bağlanan tüketicileri hızla yakalayan, o dev yayın kuruluşlarının hantal yapılarına kafa tutan birileri vardı ortalıkta. Hala akıllarının alamadığı konu; internet denen ele avuca gelmez yeniliğin, kimsenin tekelinde olamayacağı ve yasaklanamayacağıydı. Hükümet yandaşı/kuklası konumundaki çoğu yayın kuruluşu ve basılı medya devlerinin internet yasağına ses çıkarmayışı anlaşılır tabii, nispeten bağımsız sayılabilecek diğerlerinin yeterince ses etmemesi de yıllardır sömürdükleri reklamverelerin daha az bütçelerle daha efektif kampanyalar yapabileceklerini fark edip ellerinden kaçırmamaya çalışmalarıydı. İnternet reklamcılığı ölürse, yine TV reklamlarına dönüş başlar, markalar yeniden gazete ve dergilerde yer almaya başlarlar diye hesap ediyorlar sanırım. Kaybedilenin sadece bütçeler değil, daha önemli konular olduğunu anlamalarını umuyorum, biraz daha sağduyulu olmanın, insan olmakla mümkün olabileceğine inancım devam ediyor. youtube
Hemen belirteyim aktif olarak iş hayatı içinde değilim, emekliyim; akıllara yanlış bir soru takılmasın 3 yıldır özellikle reklam sekörüne kilometrelerce uzak duruyorum, teklif beklentim de yok. Üzüntüm; yıllarca emek verdiğim sektörü, dijital dünyanın önünü keserek beslenmeye çalışırken görüp, sevdiğim ve işlerini takdir ettiğim çok sayıda genç insanın zorda kalmasına sebep olacağını bilmektir. Olası bir yıkımın, sektörün bütün kanallarına etkisi olacağı da göz ardı edilmemelidir.
Hamiş: Konuya daha hakim kişilerin rakamsal verilerini de paylaşmak isterdim ama erişemedim. Kısa sürede bulursam buradan paylaşacağım.
Yazıda kullandığım görseller; internet yasaklarına en çok tepki veren ve en sistemli paylaşım yapan İnternet Özgürdür isimli blogdan alıntıdır.


Mide Bulantısı Hissiyle Yaşamak

flowers17 Aralık tarihinden bu yana tanık olduklarımız bir Avrupa ülkesinde yaşansa, milyonların sokağa dökülüp, sebep olanları neredeyse tükürükle boğacağı durumlar. Ülkemizde ise mizah arşivlerine  katkıda bulunulup, elde çekirdek izleme halinde ilerliyor genellikle. Hatırlayalım neden başlamıştı bu itiş kakış, rant paylaşımından değil mi? Peki böyle olmasının hepimizi rahatsız etmesi gerekmiyor mu? Sormuyor muyuz “Madem olanları biliyordunuz bunca zaman neden sustunuz, mamanız kesilince mi aklınıza geldi kayıtları ortaya dökmek. Gencecik çocuklar öldürülüp, sakat bırakılırken neden sustunuz, o çocukların kanları elinize bulaşmışken, paraları birlikte istiflediniz gıkınızı çıkarmadan değil mi?” Kim bu insanlar; devletin hangi kademelerine sıvaşmışlar, hırsız tayfası hissesini vermeyince ellerindeki kayıtları ortaya saçıveren bu adamlardan nasıl kurtulacağız peki?
Sürekli mide bulantısı hissiyle yaşar oldum, dengede kalmaya çalışıyorum, kötülüğe değil iyiliğe odaklanmaya çalışıyorum, çok zorlanıyorum. Kafamın içinde yüzlerce soru dönüp duruyor, cevaplarını bulamadığım. Endişem gencecik insanların, küçücük bebelerin geleceklerinin kimliği bilinmeyen bir gürühun insafına kalıp, ipotek altına alınmış olması.
Hala çok sayıda insanın siyaseti futbol takımı tutar gibi takip etmesi, sorgulamadan, sadece duruşunu beğendi diye oy verip yaşadığı beldeyi hırsıza, uğursuza teslim etmeye hazır olmaları, belediye seçimiyle genel seçimi ayıramayıp bu seçimlerin bütün sorunlara çözüm olacağını sanmaları bana kendimi hasta gibi hissettiriyor.
Rahmetli anneannemin dediği gibi “Sonumuz hayr’olsun”

Olan Biteni Kolayca Hatırlamak İçin Linkler
17 Aralık Kronolojisi
Mülksüzleştirme Ağları
İktidar Savaşı

Fotografın konuyla ilgisi yok, içim daraldıkça bakıyorum, çiçeklerin rengi ruhuma iyi geliyor, yazının ağırlığını hafifletir umuduyla ekledim.


İnternet Özgürdür Manifestosu #karşıyız

Aşağıda okuyacağınız manifestonun altına ben de seve seve imzamı atarım, sizler de atmalısınız. Ortak alanlarımıza yapılan müdahelelerin hepsine karşıyım; internet sansürüne ise bağıra bağıra karşıyım. Sevgili İpek Aral‘ın televizyon söyleşisinde belirttiği gibi “iNTERNET YASASI DEVLETİN MOBİNGİDİR” kabul edilemez. Lütfen sizler de artık sünepelikten vazgeçin ve sesinizi yükseltin, bu manifestoya destek verin.
Televizyon söyleşisini izlemek için BURAYA tıklayınız.

ikmanifestosu

İnternet, birbirimize akıllarımızla dokunduğumuz ortak alanımız.

21. yüzyılın işbirlikçi, yenilikçi, hızla gelişen dünyasında Türkiye’nin insan temel hak ve özgürlüklerinin kullanımında adım adım geriye gitmekte olduğunu görmek biz İnsan Kaynakları Bloggerlarını şiddetle endişelendirmektedir.

Gerek Anayasamız, gerekse uluslararası normlara aykırı içeriğe sahip olan İnternet Yasası’na karşı tek nefes olup “Hayır” diyoruz. Ortak alanımıza devlet eliyle yapılacak insan hak ve özgürlüklerini kısıtlayıcı her türlü müdahaleye #karşıyız.

İnterneti kullanma konusunda yeni nesillerin vizyonuna sahip olmak, birbirimize güvenmek, geleceğe dijital dünyanın faydalarına sarılarak özgür şekilde ilerlemek arzumuzun sonuna kadar arkasında duracağız.

İnsan Kaynakları Bloggerları