Ben tanıdım. 2003 yılında; değerli dostum Can Sağdıç ile bir görüşme için yine oradan oraya koştururken, Beyoğlu’nda ayaküstü tanıştım Hüseyin Başkadem ile. Bana tanıtıldığı an ismini aklıma yazdım. Afyon’a ve müziğe sevdalı bu öğretmeni, her yıl mutlaka bizleri bilgilendirdiği ve davet ettiği festival haberleriyle takip ettim. Elimden geldiğince yakın çevreme duyurmaya çalıştım. Ne zaman arasa “tamam yine güzel bir festival müjdesi var” diyerek heyecanla sarıldım telefona.
1968’de Afyonkarahisar’da doğup, orada büyüyen Hüseyin Başkadem; İTÜ Devlet Konservatuarı’ndaki eğitiminin ardından yüksek lisansını yapmak için İngiltere’ye gitmiş. Türkiye’ye dönünce, gençlere klasik müziği ve caz müziğini sevdirmeye çalışmış. Afyon’a vefa borcunu ödemek için her hafta trenle bu kente gidip ders veren Başkadem, 2001 yılında Afyon’un ilk caz festivalini düzenlemiş. Yetinmeyip, 6 ay sonra bir de klasik müzik festivalini Afyon için kurgulamış.
Ud, tambur, akerdeon ve piyano çalan; öğrencilik yıllarından beri kurduğu gruplarla müzik yapan Hüseyin Başkadem’in, gramofon ve fotoğraf makinesi koleksiyonu da var. Zeki Müren’in, Müzeyyen Senar’ın, Hamiyet Yüceses’in taş plaklarını biriktiriyor.
Hüseyin Başkadem yıllardır binbir zorlukla Afyon’da biri klasik müzik, diğeri caz olmak üzere iki festival düzenliyor. Başkadem bunları yaparken, sanatçılara tek tek ulaşıyor, insancıl ve dürüst yaklaşımıyla onları Afyon’a getiriyor. Ayrıca bu sanatçıların köy okullarında okuyan çocuklarla tanışmalarını ve oralarda konserler vermelerini de sağlıyor.
Hakkında sayfalar dolusu yazı ve methiye olması gereken bu muhteşem öğretmene; Hüseyin Başkadem’e , yolun açık olsun Üstadım diyor ve başarılarını keyifle izlemeye devam ediyorum.
ÖNEMLİ GÜNCELLEME :
Ekonomik zorluklara, salgın kısıtlamalarına rağmen, Afyon Caz Festivali’nin bu yıl yirmibirincisini de gerçekleştirmiş sevgili Hüseyin Başkadem.
Yazıda kullandığım güncel fotografı aldıgım link https://www.hbrma.com/kultur-sanat-haberleri/7351646/21-afyonkarahisar-caz-festivali-basladi
Ben mi çok duygusallaştım yoksa ? … yazınızı okurken gözlerim yaşardı … keşke böyle değerli, idealist sanat insanlarından düzinelerce olsa da Türkiye aydınlansa, değişse, estetik, zevk sahibi medeni bir ülke haline gelse … dilerim Afyonkarahisar halkı ve üniversite öğrencileri festivallerine sahip çıkarlar.
Müge Hanım ben Afyon Kocatepe Üniversitesi öğrencisiyim.Başarılı girişimciler ile ropörtaj yapmamız istenen ve seçimimize sunulan ödevim için Sayın Hüseyin Başkadem’e ulaşabilmeye ve onun için de ilgili iletişim kanallarına ihtiyacım var.
Mail adresi telefon numarası v.s …Sizden yardım istiyorum..
Merhabalar ben Gazi Üni.Gazi Eğitim Fakl.Resim-İş Öğrt.Böl. öğrencisiyim.Son sınıfa geçtim ve üç yıldır Gazi Üni. Klasik Türk Müziği Topluluğundayım.Yaklaşık Bir yıldır İstanbul Radyosu Violoncello-Rebab sanatçısı İbrahim Metin Uğur Beyden rebab kursları alıyorum.Toplam altı ders Yaptık.Hocam Türkiyede rebabı aslına uygun yaşatan tek kişidir.Bu bayrağı devralmak ve rebabı yaşatmak istiyorum ve büyük güçlükleri aşmış olan değerli hocamız Hüseyin Başkadem ile görüşmek istiyorum.Telefonunu veya mail adresini ulaştırmanızı rica ederim.Selam ve saygılarımla..
galip_ozmen@hotmail.com
huseyin baskadem benim ilkokul ogretmenim gercekten esi bulunmaz bir muzik ogretmeni cok idealist ve kati ama ayni zamanda muzige asik bizi cok korkutsada yinede cok degerliydi.
çok değerli bir o kadar da mütevazi Hüseyin Başkadem’i Doğan HIZLAN’ın bir
programında festivalin doğuşunu, çabalarını anlatırken tanıdım. Bir Afyonlu olarak hem şaşırdım hem de çok mutlu oldum. Sponsor bulamaması, tek sponsorun ordaki bir küçük esnaf olan bir ekmek kadayıfçısı olmasını, afişleri tek tek kendinin asmasını, tüm medya kapılarını tek tek çalmasını ve Doğan Hızlan’ın da bu kapı çalışlarından birinde bu adamı tanıdığına çok mutlu etmesi ve şaşırtması…….
Tüm köy okullarını dolaşıyor belki 10 tane değil ama bir kişinin bile hayatında değişiklik yapabilmek için…tıpkı deniz yıldızlarından birinin suya atılması ile en azından onun hayatının değiştiğini anlatan anektottaki gibi …iğneyle kuyu kazarak Afyondan bir tane bile müzisyen çıksa bu çabalar sonucunda bana yeter diyor
afyon çayda doğdum sonra yatılı okul…sonra da hiç orada ikamet etmeden dışarda yaşadım. 20 yaşıma geldiğimde sesimin özel olduğunu farkeden klasik müzikle uğraşan insanlar oldu tesadüfen….ama artık nadir bulunan bu sesieğitmek için geç kalınmıştı.
umarım bu festivalle klasik müzik Afyondaki insanlarla tanışmaya, çocuklarımızı daha aydınlık günlere taşımaya devam eder TABİ EĞER AFYON’DAKİ HOLDİNGLER EKMEK KADAYIFÇISI KADAR KOCAMAN AÇARLARSA YÜREKLERİNİ GELECEĞİN AFYONUNA…..
izmirden sevgilerle …..
hüseyin hoca çok katı biri ama yaptıklarına bakılırsa ne kadar iyi biri olduğu anlaşılıyor şu anda benim okulumda müzik öğretmenliği yapıyor onu merak ettim ve araştırdım çok başarılı bir insan gerçekten başarılarının devamını diliyorum 🙂
mediha engizer k.m.l
Afyon Fen lisesinde yatılı olarak okudum ve her caz ve klasik müzik festivalinin bazı workshopları bizim okulumuzda olurdu, ve biz de böylelikle klasik müzikle Hikmet Şimşekten sonra Hüseyin başkadem sayesinde daha yakınlaştık.
Ayrıca biz yatılı öğrencileri akşamları olan konserlere götürürlerdi.. O zaman bunun bizim için ne kadar değerli olduğunu bilmiyorduk ancak zaman geçtikçe çok daha iyi anlıyorum. Bilkentin harika MSSF fakültesinin yanındaki göle inip enstrümanlarını pratik yapan arkadaşları gördükçe, konserlerine gittikçe ve lojmanlardaki MSSF öğrencilerinin balkonlarından çaldıkları çelloları dinledikçe artık iyice hayatımın ayrılmaz.
Şimdi Şikagoda, hem Cazın hem de Klasik müziğin en güzel olduğu yerlerden birinde Hüseyin Başkademin bizde uyandırdığı bu ilgi sayesinde bütün bu güzelliği doyasıya yaşayabiliyorum.
Not: Az önce arabamda gelirken radyoda Schubert vardı 🙂