:::: MENU ::::
Posts tagged with: Juno Gözlemci

Belirsizliği Kucaklamak ve Duygularımızla Tanışmak

Geçtiğimiz günlerde 3 ilginç paylaşımla peşpeşe karşılaştım, sanki bir şeyler anlatmaya çalışıyorlardı, işaret gibiydiler. Sabah erken saatlerde sevgili Sedef Orsel’in her gün özenle hazırladığı kartlardan birini gördüm önce.

“Belirsizliği kucaklayın. Bazen hayatımızın en güzel bölümlerine ancak çok sonradan ad konulur.” Bob Goff

Harikaydı, umut vericiydi, öyle doğru bir zamanda çıkmıştı ki karşıma. Daha sonra da bir paylaşımdan diğerine atlarken rastladım Deniz Bagan’ın Instagram hesabında yazdıklarına;

“Yaşamda zorlayıcı bir duygu belirdiğinde; çaresizlik, umutsuzluk, üzüntü, yalnızlık, kaybolmuşluk duygusu gibi, iki şeyden birine yöneliriz:
1) En hızlı biçimde bu duyguyu bastırmak – Yok saymak, olmamasını telkin etmek, yokmuş gibi davranmak, uyuşturan veya unutturan bir madde, eylem veya insana yönelmek. Aşırı uyumak, iletişimden kaçmak, tv veya ekran karşısında uzun saatler kalmak.
2) En hızlı biçimde bu duyguyla hareket etmek – Duygudan boğulup, taşıp, hemen eyleme geçmek. Acı duymamak için öfkeyle hareket etmek, çaresiz hissetmemek için saldırıya geçmek, duygunun yoğunluğuna eş yoğunlukta diğer uçta bir uyarım yaratacak uyaran madde, ortam, insanlara yönelmek. Ani ve hızlı kararlar vermek.
Oysa üçüncü bir yol olabiliyor.
Herhangi bir duyguyu taşıyabilecek esnek dayanımı kazanmak için sistemimizi regüle etmeyi (dengeye getirmeyi) öğrenmek. Temel farkındalık, meditasyon, şükran ve şefkat çalışmaları buraya doğru ilk adımlar.
Ve ardından o duygunun varlığıyla tanışmak. Bedende yarattığı etkileri fark etmek.
Örneğin çaresizlik hissiyle kalmak. Bedende yarattığı duyumları fark etmek. Ardından buna rağmen iyi bir parça his bulabileceğimiz ne var araştırmak:
– Bedende iyi hisseden bir yer ?
– Etrafa bakarken gözlerime hoş gelen bir doku/renk ?
– Kendi iki elimin birbirine teması gibi ?
Dikkatimizi; zorlayan duyumlara rağmen aynı anda iyi hissedebilme kapasitemize getirmek.
Ve en büyük yanılgıyı bırakmak:
Çaresizliği hissetmeye izin vermek bizi çaresiz, zavallı, hep üzgün bir insan yapmaz.
Kaybolmuşluk hissine izin vermek bizi kayıp, dağınık, amaçsız bir insan yapmaz.
Duygular hissedilir ve ardından geçer giderler. .
Bir duyguyu hissetmek değil, onu bastırmak büyütüp köklendirir, ondan kaçmak için yaptıklarımız ise bize zarar verebilir.
O halde, acaba duygularımızla tanışabilir miyiz ?
Her birini, bir ailenin onlarca çocuğu gibi, aynı şefkatle görebilir miyiz?
Üzüntüne de sevincin kadar ihtiyaç var, çaresizlik hissine de güçlü hissettiğin kadar.
Bizler insanız. Her duygu mevcut, her duyguya izin verebilir miyiz?
Kalbimle”

Ve son mesaj da sevgili Juno’nun Facebook sayfasında çıkıverdi karşıma.

“Bugün Güneş ve Retro Konumdaki Merkür, kavuşum halindeler…
Merkür Yay’da retro olduğu için zaten ERTELENME teması üzerinde çalışıyoruz bir süredir.
Bu retroda başlamaya niyet ettiğimiz şeyler bir şekilde ertelenirken, geçmişten beri erteleyip durduklarımız habire önümüze gelir…
Döne döne yarım bıraktığımız, bir türlü denk getiremediğimiz işleri bu ay bitene kadar yapmamız gerekir.
Bugün ise, bu meselenin TAVAN yaptığı bir zaman;
– Takıldığımız yeri, ve buraya neden takıldığımızı görebiliriz.
– Neyi iHMAL ettiğimizi fark edebiliriz.
– Neyi tamamlamak gerektiğini anlayabiliriz.
– Bize kendimizi eksik hissettiren, bize sürekli o boşlukta kalan parçayı ARATAN sebebi bulabiliriz.
– İhmal ettiğimiz tamiratları en nihayet yapabiliriz.
– İleri gitmemize engel olan adımı bulup, atmaya niyetlenebiliriz.
– Bizi geri çekenin, geçmişe saplayanın, tutsak edenin ne olduğunu görüp, onu BIRAKABİLİRİZ.
– BELİRSİZ bıraktığımız, ama bir türlü vazgeçemediğimiz bir hedefle ilgili nihai kararımızı verebiliriz.
HAYIRLI UĞURLU TAMİRATLAR, HUZURLU TAMAMLANMALAR, IŞIKLI UFUKLAR OLSUN “

Her birini sakince okuyun, anlatmaya çalıştıklarına kulak verin. Aradığımız ipuçları garip şekillerde çıkıveriyor karşımıza. Çabala, çözmeye çalış, harekete geç diyorlar bir şekilde.

İlginç günlerden, dönemlerden geçiyoruz, her zaman görmemiz gerekeni göremeyebiliriz, elbet bizim için en uygun zaman diliminde çıkacaktır karşımıza, yeter ki bakmayı bilelim.
Sevgiyle ve muhabbetle…

Görseller hem Sedef’in, hem de Juno’nun yazılarından alıntıdır.