:::: MENU ::::
Browsing posts in: Kişisel Markalaşma

Kişisel Markalaşma İçin İpuçları

kisiel markalasma

Kişisel Markalaşma, birbirine görünmez bağlarla düğümlenmiş günümüz dünyasında bir seçenek değil gereklilik artık.
Kişisel Markanız; çevrenizdekilerin sizin hakkınızdaki düşünceleri, söyledikleri, diğer insanların tepkileri ve toplum içinde kendinizi nasıl temsil ettiğinizle çok yakından ilişkili.
Kişisel Markanızın oluşumu sizin tarafınızdan kontrol edilebilecek bir süreç. Kendinizi nasıl konumlandıracağınıza, insanların sizi nasıl görmesini ve algılamasını istediğinize siz karar vereceksiniz. Kişisel markanız yaşama biçiminizle de doğru orantılı olmalı. Davranış biçiminiz ile söyledikleriniz ve yaptıklarınız örtüşmüyorsa, güvenilir olmanız da mümkün değildir.
Kişisel Markanızı doğru inşa ettiğinizde; henüz tanışmadığınız insanların bile hakkınızda fikir edinebileceği, sizi uzun süredir tanıyormuş gibi hissedeceği, kolayca tanımlanabilir bir kişiliğe sahip olursunuz.
Güvenilir bir kişisel markanız varsa; insanlar sizi fark ederler. İsminize, ne yaptığınıza, onlara ne sunduğunuza, neler yapabileceğinize önem verirler.
Kişisel Markalaşma aşamanızın en önemli adımlarından biri de düzenli iletişim halinde olmanız. Bu konuda sosyal ağlar en büyük yardımcınızdır. İşverenlerin, bağlantıya geçmek isteyeceğiniz kişilerin; arama motorunda kısa süreli bir bakışla sizi inceleyebileceğini bilerek kişisel paylaşımlarınıza çok dikkat edin.
İş bağlantılarıyla ilgili platformlarda kullanacağınız profil fotografınıza önem verin. Çok tanınan aktör/aktris fotografları, havuzbaşı görüntüleriniz hem işverenlerin, hem de bağlantı isteği gönderdiğiniz kişilerin sizi ciddiye almasını engelleyecektir.
Sosyal ağlarda kullandığınız görseller ve sözel alıntılarda kaynak belirtmeyi asla ihmal etmeyin. Topluma mal olmuş kişilerin, ünlü bilim adamlarının sözlerini kendi fikriniz gibi paylaşmak sizi daha bilgili yapmayacak, tam tersi güvenilirliğinizin sorgulanmasına neden olacaktır.
Mümkün olduğunca farklı alanlarda uzmanlaşmış çok sayıda kişiyle bağlantıda olun. Bağlantı isteği gönderirken kendinizi tanıtan kısa bir bilgi eklemeyi ihmal etmeyin. Bu kişiler hakkındaki detayları inceleyin ve mutlaka hatırlamaya çalışın. Bağlantıda olduğunuz kişi sayısını artırmak istiyorsanız çevrimiçi anlık paylaşımlara ayrıca önem verin, yardıma ihtiyacı olduğunu gördüklerinize karşılık beklemeden yardım edin.
Sosyal ağ bağlantıları da gerçek hayattakiler gibi ilişkileri geliştirmekle ilgilidir. Size yollanan mesajları elinizden geldiğince zamanında ve nazikçe yanıtlayın. Doğum günlerini, önemli sosyal değişimleri atlamamaya çalışın. Mesleki gruplarda katılımcı olun. Mutlaka kendi adınızla bir blog açın ve sıklıkla güncelleyin.
Sosyal ağlardan tanıdığınız kişilerle gerçek hayatta da bağlantıda olabileceğiniz etkinliklere vakit ayırıp katılmaya çalışın. Elini sıkıp, gülümseyerek gözlerinin içine baktığınız kişilerin sizi olumlu hatırlaması, çevrimiçi profilinizi hatırlamasından çok daha kalıcı olacaktır.

Yazıda kullandığım fotografı bir süre önce Kadıköy yakasından dönerken görüntülemiştim, minik bir dokunuşla konuya uygun hale getirmeye çalıştım 🙂


Entrepreneurs Roundtable Istanbul 5

Bu akşamüstü Microsoft Türkiye ofisinde düzenlenen Entrepreneurs Roundtable Istanbul 5  toplantısına katıldım. 2007 den beri E Tohum toplantılarına katılıp pek çok heyecanlı girişimci adayını dinledim. Uzun süredir dikkatimi çeken birkaç detay, bu toplantıda da gözüme ilişti ve yazmaya karar verdim.

Girişimci olmak demek yaka paça bir yerde, özensiz görünümlü olmak değildir. Öğrenci olabilirsiniz, maddi olanaklarınız sınırlı olabilir kabul. Ama hiç olmazsa, yüzlerce kişiye ve en önemlisi melek yatırımcılarınıza sunum yapacağınız zaman kendinize özen gösterin.

Fikriniz ve emekleriniz mutlaka çok değerlidir, unutmayın ki dinleyicilerinizin çoğu dünyayı da takip eden insanlar, benzer iş modelleri olabilir, olumsuz anlamda soru sorduklarında da bunu bir ders olarak not edin. Hatta daha iyisi, çevrenizden birini şeytanın avukatı yapıp, toplantıdan günler önce size acımazca sorular yöneltmesini isteyin.

Katılacağınız toplantıdaki kişileri önceden mutlaka araştırın, paylaşımlarını birikimlerini okuyun. Topluluk önünde konuşma yeteneğinizi geliştirin. Kendinizden emin değilseniz, heyecanlanıyorsanız, göz teması kuramayacaksanız, sizin yerinize konuyu tutkuyla anlatabilecek birini görevlendirin.

Paranoya girişimcilerin hepsinde olur, ama abartmayın, bir işi bir kişi yapıyorsa başkaları da yapabilir, bunu asla aklınızdan çıkartmayın. Sonuçta uzayda yeni bir karadelik keşfetmiyorsunuz.

Heyecanınızın gözünüzü kör etmesine izin vermeyin. İyi bir dinleyici olun, notlar alın, değerlendirin.

Topluluk içinde kendinizi herkese tanıştırın, sizi olumlu hatırlamalarını sağlayacak şekilde kısa bir tanıtım yapın. Tanışacağınız her kişi sizi 4 kişinin daha hatırlamasını sağlayacaktır.Bağlantılarınızı hafife almayın, kiminle yolunuzun nerede kesişeceği belli olmaz.

Bir çift sözüm de dinleyiciler arasından heyecanla soru yöneltenlere; konuşmacının yarım saat içerisinde defalarca altını çizdiği noktaları soru olarak yöneltmeniz sizi akıllı ve girişken göstermez, tam tersine anlatılanlara kulak vermediğinizi veya dinlediklerinizi anlamadığınızı gösterir. Toplantı sırasında oraya buraya checkin yapacağınıza, aklınza gelen parlak soruyu önce google arama çubuğuna yazmayı deneyin.

Herşey bir yana, dakikaları binlerce dolar eden üst düzey bir yöneticiyi dinlerken, kulaklarınızı dört açın, satır aralarında pek leziz notlar, tecrübeler olabilir.