“3 haziran 1984 sabaha karşı saat 5.15 garip bir gaz sancısı var, uyutmadı beni. Çıkıp turladım terasta, iyi gelir belki diye ama değişiklik yok sanki durup durup artıyor gibi. Ama… Olabilir mi acaba? Sakın doğum sancısı olmasın bu, iyi de dayanılmayacak bir ağrı değil ki. Filmlerde çığlık çığlığa bağırıyor kadınlar. ”
İşte 26 yıl önce bugün, gün ağarırken aklımdan geçenler bunlardı tam olarak. Ne kadar kitap okusanız, araştırma yapsanız da ancak yaşayarak deneyimleyeceğiniz bir durum hamilelik ve doğum. İlerleyen saatleri ve yaşadıklarımı, geçen yıl yazdığım yazıdan, şuraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Yine birbirimizden kilometrelerce uzakta geçecek bir doğum günü.
Tek tesellim, 5 yaşından beri kardeş gibi birlikte büyüdüğü can dostu Ahmet Özcan’ın, bir kurs nedeniyle Boston’da olması. Yıllar sonra çocukluk hayalleri gerçek oldu. Yurt dışında bir yerlerde, birlikte doğum günü kutlamayı ister dururlardı. Gerçi Emir’in, okulu erken bitirmek için aldığı ekstra krediler, yeni projesinin çalışmaları, Ahmet’in yoğun kurs programı derken hangi arada eğlenecekler bilemem ama, ikisine de iyi eğlenceler diliyorum.
Canım oğlum; iyi ki doğmuşsun. Teşekkür ederim beni hep mutlu eden ve gururlandıran bir evlat olduğun için. Doğum günün kutlu, yaşayacağın her gün bir diğerinden daha mutlu, bedenin ve ruhun her daim sağlıklı, paran da hep bereketli olsun.
Seni çok, ama çok seviyorum.
Sevgi ve ışıkla kal…
Posts tagged with: Ahmet Özcan