:::: MENU ::::
Posts tagged with: Uğur Özmen

Xing, Open Social, Jason Goldberg ve keyifli bir toplantı…

Geçtiğimiz hafta Xing’in davetlisi olarak Jason Goldberg‘in konuşmacı olduğu bir toplantıya katıldım. Sabah erken saatlerde Uğur Özmen Üstad’la yakınlardaki bir kafede sabah keyfi yaptıktan sonra, Sofa Otel’in muhteşem manzaralı terasında dostlarla buluştuk. Jason’ın özel röportajları biter bitmez toplantı başladı. jason-sunum
“İnternetin dahi çocuğu” sloganıyla lanse edilen bu yetenekli girişimciyi uzun süredir takip ediyorum. Josbter’la tanıdığım, Socialmedian’la aile ferdim gibi gördüğüm Jason Goldberg, o gün bizlere pek çok şeyden söz etti. Satırbaşlarını zaten sevgili dostlarımız, Twitter ve Friendfeed’den online olarak sizlerle paylaştılar. Benim dikkatimi çeken şey enerjisi oldu. Söylediklerine inanan, yaşadıklarından aldığı dersleri paylaşan bir genç adam. mugejason Dünyanın sayılı şirketlerinden birinin, yatırımını satın aldığı ve ona üst düzey yönetimde görev verdiği, alçakgönüllü bir adam. “İnternetin ilk safhası çevrimiçine taşımaydı, ikinci aşama ise bundan nasıl daha fazla yararlanıp, anlam çıkarabiliriz olacak” diyen Jason, yeni dönemde kazan kazan fikrinin önde olacağına da dikkat çekti.

Konuşmasında, XING’ten örnekler veren Jason Golberg, özellikle Türkiye’deki üye profesyonellerin bu sayede Almanya’da 2 milyonu aşkın iş ortağıyla, dünya genelinde ise 190 ülkede 7,5 milyona yakın potansiyel ticaret ortağıyla iletişime geçebildiklerini de ekledi.
Aklımda kalan en etkileyici cümleleri ise: “Her şeyi, yeniden düşünün” “Ship it”

Xing ile ilgili kısa profile, rakamsal verilere buradan ulaşabilirsiniz.


Rixos on Air Vol.2

Rixos anılarına devam. Yaz kış açık olan tesiste; her ülkeden konuklar ağırlandığı gibi, spor klüplerinin kampları da yapılıyor, 23 Nisan törenleri için ülkemize gelen çocuklar, glof turnuvası meraklıları gibi farklı gruplar da ağırlanıyor. Rixos‘ların toplam kapalı alanı neredeyse Moğolistan’ın yüzölçümü kadar (yaklaşık 1.400.000 m2) . Bu yıl beklenen konuk sayısı  Kahramanmaraş ili nüfüsundan daha fazla (konuk sayısının 350.000 kişiyi geçmesi bekleniyor) Yıl sonuna kadar çalışan sayısı ise Bolu’nun Mengen ilçesi nüfüsuna eşit olacak (5500 kişi) Toplam oda sayısı 6000’e yaklaşan tesislerde yenilikler ve aktivitelere devam ediliyor. Bizim konuk olduğumuz Belek Rixos’ta, 200’e yakın marka yaz kış konuklara en son modellerini sunuyor. Yabancı konuklar, henüz kendi ülkelerinde vitrine çıkmamış ürünlerle karşılaşıp pek şaşırıyorlar. Tesisin su parkı sezon nedeniyle açık değildi ama, Eyüp Bey’in nazik rehberliğinde bilgi alma şansımız oldu. amazing Yaz günleri pek çok konuğun keyifle yararlandığı TroyAqua su parkı Truva’nın simgesi olan tahta atın birebir uygulamasına sahip.Yapımı sırasında DDY’den alınan, ray aralarında kullanılan ve ıskartaya çıkarılan tahtalardan yararlanılmış, İhtişamlı bir kale girişiyle başlanan park keyfi, meraklılarının aklını başından alacak su kaydıraklarıyla renklenmiş. silva Sezon süresince Truvalı Helen giysili kızların sizi karşılayıp ağırladığı bu bölümde, bir de Dolphinarium var. Her ne kadar hayvanların doğal alanlarından ayrılmasına sıcak bakmasam da; bu tesiste otistik ve SP hastaları için terapiler uygulandığını öğrenip, yaşam alanlarını görüp, eğitmenleriyle olan muhabbetlerine tanık olunca içim rahatladı. Oteldeki diğer konuklarla çok eğlenceli bir gösteri izledik. Yunuslar aklımı başımdan alan yaratıklardır. Onlarla yüzebilmek en büyük hayalimdi. Ancak grubun kalabalık olması nedeniyle eğitmenler izin veremeyeceklerini belirttiler. Üzüldüm ama, içim de rahatladı onlar adına. Gösterinin fotoğraflarını sevgili Dinçer Keskinpala‘nın çektiği karelerle paylaşıyorum sizlerle. Gezimizin en keyifli bölümlerinden biri de otelin içinde yer alan Spa’da geçirdiğimiz zamandı. Uzun yıllardır masajla haşır neşir olan biriyim, bu kez yüz masajı ve bakımını seçtim, çok da iyi etmişim, aynı akşam yemekte herkes 5 yaş gençleştiğimi söyledi 🙂
Konaklama süremde, tesisin hemen her bölümüne girdim.  Mutfak, Devletşah’ın ilgi alanı olduğundan orayla ilgilenmediğimi itiraf ederim 🙂 Uzun süre “gizli müşteri” olup raporlama yaptığım için, dikkat çekmeden dolaşmayı, doğru kişilere doğru soruları sormayı ve ağızlarından laf almayı iyi bilirim. 3 gün süresince beni en çok etkileyen şey, çalışanların firmaya olan bağlılıkları, huzurla çalışmaları ve güleryüzleriydi. Bu bir şirket politikası olmuş, eğer o gün kendinizi iyi hissetmiyorsanız asık suratla çalışıp konukları rahatsız etmeniz yerine, evinize dönüp dinlenmenizi ve geri geldiğinizde yine coşkuyla çalışmanızı sağlıyorlar. Otellerde beni ilgilendiren binanın mimarisi, odamdaki mobilyalar vs değil aldığım hizmettir. Rixos‘ta kaldığım süre içinde aldığım hizmet ise kesinlkle yıldız sayısı ile karşılanamayacak bir hizmetti. Teşekkürler Eyüp Kaplan ve Rixos Belek Ailesi.


Likemind İstanbul … Enerji depolama merkezim.

Bu sabah yine erkenden uyanıp, neşeyle hazırlanıp, Kanyon Starbucks’a koştum. Her ayın üçüncü cuma sabahı karga kahvaltısından hemen sonra, enerji depolama toplantım olan Likemind İstanbul başlıyor. Bugün sizlere bana olan etkisini anlatmaya çalışacağım. 2007 yılının temmuzunda keşfettim Likemind İstanbul grubunu. Facebook’ta mesleki gruplar neler vs diye ararken buluverdim. Üye olmamla toplantılara katılmam arasında epey zaman geçti. Eylül 2007 de başlayan bağımlılık o günden beri hız kesmeden devam ediyor. İlk toplantıya gittiğimde, Özgür Alaz güleryüzle karşılayıp isim etiketimi verdi. Aman tanrım, hepsi neredeyse yarı yaşımda bir sürü genç adam ve genç kadınla aynı masada oturuyordum. Hemen hemen hepsi birbirlerini tanıyor gibiydiler. Sevgili Ahmet Bülent Zorlu ve Yunus Tunak ile bugün gibi aklımda kalan keyifli sohbetler etmiştik. Tabii Ahmetim Bülentim’le tanışan birinin onu unutması imkansız, ama Seth Godin’in adını hatırlayamadığım için gözlerini devirerek “aaa mümkün değil” diyerek bir yüz ifadesi vardı ki bugün bile hatırladıkça çok gülüyorum. Katıldığım her yeni toplantı, bana 2006 yılında yaşadıklarımdan sonra kaybettiğim özgüvenimi, neşeli kişiliğimi geri kazanmamı sağlayan insanları ve kaynakları tanıttı. Arada yine babamın sağlık soruları, Emir’in Berklee macerasına hazırlanmamız, annemin alzheimerinin ikinci devreye geçişi gibi detaylar nedeniyle katılamadığım toplantılar olmasına rağmen, 2008 deki her toplantıya katılmaya çaıştım. Bugün katıldığım toplantıda yine bir çok yeni dostla tanıştım. Eskileri ile keyifli sohbetler yaptım. Uzun süredir hayatla olan savaşlarını, cesaretlerini, hayata coşkulu bakışlarını hayranlıkla izlediğim iki kahramanımla da tanıştım. Sevgili Simto Alev ve Davut Topcan. İkisi de bana o kadar güzel ve sevgiyle gülümsediler ki, bu enerji bana bir kaç ay yeter eminim. Sevgili Uğur Özmen ise hoş bir sürprizle, içine de beni çok mutlu eden bir yazı yazdığı güzel bir kitap armağan etti.  Kemal Kılıçdaroğlu bile bizlerleydi. Tabii gıyaben 🙂 Arman’ın “Manken İstanbul afişleriyle yarış eden keyifli rozetler ve stickerler getirmişti bizlere. Arada Hillside ve paramarka davetiyeleri de uçuştu. Hatta bir ara Sunipeyk Üstad’ın kartvizilerini almak isteyen coşkulu hayran grubu, Starbucks elemanları tarafından dağıtılmaya çalışıldıysa da başarılı olmadı 🙂  Sevgili Mustafa Burak Su Üstad’ın, Handem’in kurabiye yapmayacağını öğrenmesi nedeniyle getirdiği enfes simitleri atıştırırken, paketin üzerine yazılan “sebil” sözcüğü beni çok güldürdü. Tuğçe ve Olcayto Cengiz çifti, BurcuB, Serdar, Umut, Heni, Chris, İzon, Muhittin, Burak Yetgin, soyadını öğrenemediğim diğer Burak, Deniz ile melekleri, taze babalar ile ilgili önyargımı değiştiren sevgili Özgür Poyrazoğlu ve şu anda ismini hatırlamadığım için bana darılacaklarını bildiğim, ama ilk fırsatta kendimi affettireceğim bir sürü yeni dost edindim. Bu arada toplantıda, gümüş zırhlı şövalyem 2B Burak Bayburtlu ve BlogDestek Burak Dönertaş da dahil gerçekten Burak bolluğu vardı 🙂 Benim sayabildiğim 5 Burak’la sohbet ettim. 3 Burcu, 2 Müge, 2 Tuğçe, 2 tane de Uğur vardı 🙂 Devletşah’ım ve Cadı’mla birlikte, Simto’nun bizleri dehşetle izlediği matrak sohbetler yaptık. Ve tabii efendiliğyle, güler yüzüyle hepimizin kalbini kazanan Ozan “sadece Ozan atlanmamalı, Simto’yla tanışabilmemizi ona borçluyuz. Canım Tuğçe Esener geç de olsa yetişerek, yine harika fotoğraflar çekti. Hatta çektiği bazı kareler onu Sosyal Medya Profil Fotoğrafçısı olarak ünlendirecek 🙂 Kısacası çok güzel bir arkadaş grubuyla güne başladım.

Hazır sırası gelmişken; Likemind İstanbul için, teşekkürler Alemşah Öztürk ve Özgür Alaz. Hepimizi bir araya getirip, muhteşem bir gruba dönüştürdünüz. Enerjiye, coşkuya, bilgiyi paylaşmaya, yardımlaşmaya, işbirliklerine, yeni fikirleri geliştirmeye zirve yaptırdığımız bir etkinliğe dönüştü. Bir sonraki toplantıda daha
çok yeni dostla tanışabilmek dileğiyle, sevgi ile kalın…

Önemli not: Yazımı dün yazdım ama akşam yaşadığım bağlantı probemi nedeniyle bugün ekleyebildim. Kavram kargaşası olmasın 🙂


E-Tohumlar yeşerdi, heyecanla meyveleri bekliyoruz…

Bu sabah erkenden İTÜ İşletme Fakültesi Maçka kampüsünde yapılacak olan e-tohum toplantısına gittim. O heyecanla yolun eğimindeki yosunlanmayı ferketmeyip, çizgi filmlerdekine benzer havada patinaj çekilen bir düşüş gerçekleştirdim. Canımın acısıyla, ters geri anneye dönüp, çamur içinde kalan üstümü değiştirdim. Bacağımı mucize krem Lasonil Gel ile kaplayıp, sardım  ve tekrar Maçka’ya gittim. Şule ve Uğur Özmen çifti, iki ateş parçası çocukları Osman ve Tutku, Özgür Alaz, Sunipeyk, Sadık ve Cem Kocabaşa kardeşler, ayrıca telaşla organizasyon hazırlıklarıyla ilgilenen e tohuma en çok emeği geçenlerden biri olan Selçuk Koyuncu ile karşılaştım. Bir süre sonra fuaye alanı çok keyifli bir kalabalıkla dolmaya başladı. Bir çoğu ile e tohumun kafe toplantılarından tanıştığım, Friendfeed’de fikir alışverişinde bulunduğum dostlarla hasret giderdik. Yüzlerini birer fotoğraf karesinden tanıdığım dostlarla yüz yüze sohbet etmek de güzeldi. İşletme Mühendisliği Kulübü üyelerine bu satırlardan özellikle teşekkür etmek isterim. Hepsi canla başla çalıştılar ve bizi kusursuzca ağırlamak için çabaladılar. Toplantı, resmi binalarda yapılması gerektiği şekilde saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Ne acıdır ki son yıllarda yapılan yozlaştırma çabalarının ne derece başarılı olduğunu,  toplantı sonrası yazılan Friendfeed girdilerinde bir kez daha gördüm. “Neden İstiklal Marşı çalınmış” bunu bile sorgulayacak derecede kendinden habersiz genç insanlar olduğunu görmek bana sadece acı veriyor. Toplantı süresince yaşadığım sevinç ve mutluluk bir anda yeise dönüştü. Konudan uzaklaşmadan izlediğim başarılı genç insanları size aktarmak istiyorum.
Toplantının ilk bölümünde e tohum’ a sponsor olan şirketlerden üçünün; kurucu-yöneticilerinin hikayeleri ve konukların sorularına verdiği yanıtlar vardı.  Yemeksepeti.com Nevzat Aydın’ın coşkulu anlatımı ve cevap vermekte cömert davranması salondaki girişimcilerin çoğunu memnun etmiştir. Bir ayrıntıyı da eklemeden geçemeyeceğim ODTÜ ne verimli ve ne başarılı bir okuldur ki, hem sponsorlar hem yeni girişimcilerin çoğu ODTÜ’lü idi. İkinci bölümde ise internet girşimcilerinin 3 dakikalık konuşmalarla kendilerini tanıtmalarını izledik. Bunlardan bir kısmını toplantılarda tanıyıp, takibe almıştım zaten. İlk onbeşte olduklarını görmek beni şaşırtmadı. Ama içlerinden biri var ki gerçekten gözlerimi yaşartacak, tüylerimi diken diken edecek kadar projesine değer vermiş ve gereken bütün aşamaları gerçekleştirmek için çalışmıştı. http://userspots.com’u sunan Mustafa Dalcı, benim gönlümde taht kuran girişimci olmuştur. İşe yarar mı, yatırımcı bulur mu, çok meşhur olur mu… bunları zaman gösterecek, ama sahnede izlediğim genç adam, bu azimle soruların cevabını evete çevirecektir.
Girişimlerin hepsini ve isimleri aşağıya ekliyorum. İnceleyin ve size ışık yakanları not alın, önümüzdeki dönem bu genç adamların adını çok duyacağız. Yazdıklarımı; bizlere bu güzel günü yaşama şansı veren, e tohum için gecesini gündüzüne katan sevgili Burak Büyükdemir‘e teşekkür ederek noktalamak istiyorum. Güleryüzüyle herkese olumlu enerji veren, tatlı sert öğretmen, sevecen ağabey, usta yazar… birçok şapkayı aynı anda taşıyabilen ender başarılı adamlardan biri Burak Büyükdemir ve bir o kadar da alçakgönüllü. Teşekkürler Üstad.
http://cepkod.com : Oğuzhan Aygören ve Mustafa Alpay
http://cvyolla.com : Onur Çakır ve Meriç Kul
http://gercekten.com : Erdal Bozkuş
http://ideshot.com : Metin Kahraman ve Harun Pekşen
http://kartguru.com : Özgür Alaz
http://kimgelsin.com : Mohaç Yücel, Ceren Yücel, Selçuk Uzun ve Volkan Çınar
http://kolokyum.com : Ceyhun Baskın, İnanç Eray ve Evren Başbuğ
http://ogrence.net : Doğan Kaya Berktaş ve Yekmer Şimşek
http://pabbuc.com : Serdar Yaman ve Göker Ezberci
http://sunumax.com : Sadık Kocabaşa ve Cem Kocabaşa
http://userspots.com : Mustafa Dalcı

Tanıtımları yapılmayan ama e tohum kampına katılacak üç girişimi de ayrıca yazıyorum
http://maksidurak.com
http://evimizinherseyi.com
http://www.metutech.metu.edu.tr/atom/


Sayfalar:12