:::: MENU ::::
Posts tagged with: sağlık

Şükretmeyi Bilmek…

Uzun zamandan beri ülkemizde yüreğimizi daraltan olaylar nedeniyle çoğumuz mutsuz ve bezginiz. Bu ruh hali herkesin bağışıklığını olumsuz etkiliyor ve hastalıklar artıyor. Gelin birlikte bu durumla baş etmeyi deneyelim; ne kadar zor durumda olsak da, sakin kalmamıza destek olacak yöntemleri seçelim. Yaşadığımız için şükredecek sebepler bulmayı deneyelim:

Her sabah uyandığınızda sağ salim uyandığınız için şükredebilirsiniz.

Kendinize ait temiz ve rahat bir yatakta uyuyabildiğiniz için şükredebilirsiniz.

Başınızın üzerinde bir çatı olduğu, etrafınızda sizi hava şartlarından koruyabilecek duvarlar olduğu için şükredebilirsiniz.

Musluklarınızdan akan su için şükredebilirsiniz.

Üzerinize giyecek temiz eşyalarınız olduğu için şükredebilirsiniz.

Bedenen ve ruhen sağlıklıysanız; nefes alabildiğiniz, görebildiğiniz, duyabildiğiniz, konuşabildiğiniz, yediklerinizi yutabildiğiniz, lezzetlerini alabildiğiniz, kollarınızı oynatabildiğiniz, nesneleri ellerinizle tutabildiğiniz, yürüyebildiğiniz, hatta koşabildiğiniz için şükredebilirsiniz.

Etrafınızda sizi seven, önemseyen, özleyen, koruyan, kollayan yakınlarınız ve dostlarınız olduğu için şükredebilirsiniz.

Okuyabildiğiniz, anlayabildiğiniz, öğrenebildiğiniz için şükredebilirsiniz.

Kendiniz olabildiğiniz için şükredebilirsiniz.

Yakın çevrenizde düşüncelerinizi özgürce ifade edebildiğiniz için şükredebilirsiniz.

Maddeleri arttırabiliriz tabii ama ana fikir; öfürdene pöfürdene mutsuz, huzursuz yaşayıp hastalanmak yerine, hayatımızdaki güzelliklere şükredelim.
Gerçekten ihtiyacımız olduğunu düşündüğümüz şeyler ve arzu ettiklerimiz için de çaba harcamaya devam edelim.

Hepinize keyifle ve sağlıkla geçecek huzurlu zamanlar diliyorum.
Muhabbetle…


Pazarlama Bayramlarının En Büyüğü: Anneler Günü 2025

Pazarlama bayramlarının en büyüğü olan Anneler Günü için çok sayıda marka bu yıl da ülkede olan biteni umursamadan reklamlara devam ediyor. Hediye seçenekleriniz her zaman olduğu gibi çiçek, çikolata, takılar, cilt kremleri, küçük mutfak aletleri, restaurant önerileri vs. Bu saçmalıkları anlatmak için devasa bütçeli reklam kampanyaları yapıp hem geleneksel mecralarda, hem de sosyal medyada paylaşmak pek revaçta.
Anneleri ev işlerine hapseden hediyelere yıllardır sinirlenirim; kadıncağız zaten bıkmış ev işi yapmaktan, sen de ona hediye diye mutfak robotu ya da ütü alıyorsun, aferin yıldızlı pekiyi verelim bu harika düşüncen için. Kendi el emeğiyle, özenle ve sevgiyle hazırlanmış armağanlara ne oldu. Bir gün de olsa annenizin istediği gibi davranmak; mesela birlikte yaşıyorsanız odanızı derli toplu tutmak, annenizle neşeyle kahvaltı etmek, yürüyüş yapmak, hatta uzun zamandır sizi götürmeye çalıştığı sevmediğiniz akraba ziyaretine gitmek ona vereceğiniz hediyelerin en güzeli olabilir.
Annelerinize yılın bir günü hediyeler alıp sahte gülücüklere boğmak yerine; sizinle konuşurken laflarını ağızlarına tıkmamayı, yanlış olduğunu düşündüğünüz davranışlarında sevgiyle sarılarak birlikte çözüm aramayı, sizi yapmaya zorladıkları işlerden kurtulmak istiyorsanız da kırmadan söylemeyi deneyin. Böylelikle aradan yıllar geçip de siz ebeveyn olunca veya anneniz vefat ettiğinde birlikte geçirdiğiniz mutlu zamanları gülümseyerek hatırlayacaksınız.
Yüreğindeki sevgiyi, şefkati, ilgiyi; karşılık beklemeden, ihtiyacı olan tüm canlılarla cömertçe paylaşabilen bütün hemcinslerimi saygıyla selamlıyorum.

Sertifika da hediye edebilirsiniz, linkleri ekledim:

https://derinyoksullukagi.org/bagis-yap

https://www.acev.org/nasil-destek-olabilirsiniz/en-guzel-anneler-gunu-hediyesi/

https://bagis.kedv.org.tr/e-kartlar?category_id=339

https://fonzip.com/bugday/e-kartlar/satin-al?cid=2231

https://fonzip.com/cydd/e-kartlar


Ya Hep Beraber, Ya Hiçbirimiz

Bizler birbirimizi tamamen ve derinden kabul edip, sevip saymadıkça; paylaşmayı ve “birlikte, barış içinde, huzurla” yaşamayı öğrenmedikçe değişim mümkün değil. Odağınıza sevgi, dostluk, barış, huzur, bolluk-bereketi koyun. Nefret; hem taşımak için çok ağır bir yüktür, hem de sizi hasta eder. Yüreklerinizde sevgiye bolca yer açın, sağlıklı ve huzurlu yaşayın. Muhabbetle…

#yahepberaberyahiçbirimiz #yahepberaberyahiçbirimiz #yahepberaberyahiçbirimiz #yahepberaberyahiçbirimiz #yahepberaberyahiçbirimiz #yahepberaberyahiçbirimiz #yahepberaberyahiçbirimiz #yahepberaberyahiçbirimiz #yahepberaberyahiçbirimiz #yahepberaberyahiçbirimiz #yahepberaberyahiçbirimiz #yahepberaberyahiçbirimiz


Hayat, Değişim, Hissetmek…

“Ne olursa olsun, olmak istediğiniz kişi olmak için asla çok geç ya da benim durumumda çok erken değildir. 

Zaman kısıtlaması yok, istediğiniz zaman durabilirsiniz. Değişebilir ya da aynı kalabilirsiniz, bu işin kuralı yok. 

Hayatı en iyi şekilde değerlendirebilir veya en kötü şekilde harcayabiliriz. Umarım siz en iyi şekilde değerlendirirsiniz. Ve umarım sizi şaşırtan şeyler görürsünüz. Umarım daha önce hiç hissetmediğiniz şeyleri hissedersiniz. Umarım farklı bakış açılarına sahip insanlarla tanışırsınız. 

Umarım gurur duyacağınız bir hayat yaşarsınız. Gurur duymadığınızı fark ederseniz, umarım her şeye yeniden başlayacak cesarete sahip olursunuz.”

– Eric Roth, Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi Senaryo

Alıntı kaynağı : https://moralev.com/2024/05/08/2024-boga-yeni-ayi-mor-alev-gokyuzu-ile-yukselis-raporu/

Görsel kaynağı : https://www.direncelik.com/benjamin-button-misali/


#Hıdırellez duası

Değerli dost İrem Afşin’in 2018 yılında yaptığı paylaşımdan alıntıdır. Suret kitabı hatırlattı bu sabah. Kendime not olsun diye düşünüp blog yazısı haline getirdim. Muhabbetle…

Üç Sulukuleli kadının #Hıdırellez duası????????Lazım olan alsın, yazsın, söylesin diye, her sene baharın en güzel ritüeli burada dursun????

“Bu gece Hıdrellez…
Tüm dilekleriniz gerçek olsun!

Sevdiğim kim varsa, kendim de dahil, sevebileceğim herkes de dahil…

Sağlığı iyi olsun. Kalbi ritmini çalsın. Yanakları kiraz pembesi, dudakları bal olsun. Teni sıcak kalsın, enerjisi dışına taşsın. Ciğerlerinden nefes, midesinden gurultu, bacaklarından güç eksik olmasın… Kanı bol olsun, damarlarında dönüp dönüp dolaşsın.

Sevdikleriyle bir arada olsun. Kolu kollarına değsin, gözü gözlerinin içine baksın. Lafları birbiriyle başlasın. Nesi varsa, bölüşücek biri olsun; nesi yoksa, bulup getirecek biri olsun. Bu birileri az ama öz olsun. Bazıları dünyada tek olsun. Sevgisinin tamamını harcasın. Harcasın ki, ona büyük bir miras kalsın.

Sevmekten bıkıp usanmayacağı biri olsun. Onun yeri ayrı olsun. Onu soysun, başucuna koysun ama yalan uydurmasın. O her şeyine, her haline tek tanık olsun. Bir hareketiyle güldüren, bir hareketiyle ağlatan olsun. Duyguların hepsi onda olsun. Kalbi buna teslim olsun. Bütün şarkılar onu anlatsın. Aşık olsun, sırılsıklam olsun. Kurumasın.

Yapmaktan bıkıp usanmayacağı bir işi olsun. Başarının gerçek adının bu olduğunu unutmasın. İbadet eder gibi, bu keşfini hergün yeniden kutlar gibi, onu yapıp dursun. Yaptıkça daha iyi yaptığını görsün. Daha iyi yaptıkça bunu başkaları da görsün. O başkalarının bunu gördüğünü, dış gözüyle görsün, iç gözüyle işine baksın.

Neşesi bol olsun. Kendini mutlu etsin, durduk yere neşelenmek nedir bilsin. İçinde birşey durup durup zıplasın. Duydukları, gördükleri onu gıdıklasın, kahkaha attırsın. Gürültü çıkarsın. Saçma şeyler söylesin. Çocuklukta en şımardığı ana, sık sık gidip gelsin. Nereye gidip geldiği bilinmesin.
Değiştirmek istedikleri değişsin.

İçte ve dışta, iyi günde ve kötü günde tadilat yapsın. Eskilerini atsın, ruhunu havalandırsın. Kapıda hep kamyonu dursun. Dilediği yere taşınsın. Kendinden taşınmak isterse, içindeki güç, dışındaki sevgi ona yardımcı olsun. Bileği, bütün alışkanlıklarıyla, bağımlılıklarıyla güreşsin.

Birşey ona sürpriz olsun. Günlerinden bir günü, bir pakete sarılı olsun. Açılınca, içinden hiç beklemediği güzel bir haber çıksın.

Bu gün üçyüzaltmışbeş’ten herhangi biri olsun. Öylesine bir pazartesi, arkaya kavuşturduğu ellerinde, unutulmaz bir salı saklasın. Öyle tahmini mümkün olmayan birşey olsun ki bu, hayatın zekasını anlatsın.

Bir hayali gerçek olsun. Bir hayale gözünü yumsun. Peşinden koşup, onu sobelesin. Hayalini kendinden saklamasın.

Bir çizgi filmde olduğunu, herşeyin mümkün olduğunu unutmasın.”


Yeni Bir Seneye 2021’e Merhaba

Yine, yeni bir yılı karşılamaya hazırlanıyoruz.. Bilinmezliklerden mi, umutlardan mı olduğunu çözemediğimiz ürpermeler var ruhlarımızda. Yüreklerimiz hayallerimizin gerçek olabileceği heyecanıyla çarpıyor.
2020 yorucu bir yıl oldu herkes için. Sağlık sorunlarıyla cebelleştik, sevdıklerimize sarılabilmeyi özledik, kayıplar yaşadık bolca, işsiz kalanlar oldu.
Şimdi yeni bir yılın getireceklerine odaklanma zamanı; geçmişe takılıp kalmanın yararı yok, gelecek günlerin belirsizliğini coşkuya çevirmek elimizde. Her sabah huzurla uyanıyorsanız umudunuzu kaybetmek anlamsız. Sağlıkla nefes aldığınız her an, zorluklarla başa çıkabileceğiniz anlamına geliyor, yeter ki isteyin ve çaba harcayın. Hayatınıza dışarıdan bakmaya çalışın, tabii objektif olarak bakın; varlığına şükredeceğiniz her şeyi not edin, aklınıza her geldiğinde sahip olduklarınız için teşekkür edin ve daha iyilerini istemeye, onlara ulaşmak için çalışmaya devam edin. Kendinizde değiştirmek istedikleriniz için de ayrı bir liste yapın ve yıl boyunca bunlar üzerinde çalışın.
Kızdıklarınız, hırslandıklarınız, sinirlendikleriniz olabilir; şimdi onları affetme zamanı, ruhunuzda ve bedeninizde yarattıkları yıkıcı etkilerden kurtulma zamanı. Kolay olmayabilir, ama deneyeceksiniz ve adım adım ilerleyeceksiniz. Affetmeyi başardıkça üzerinizdeki yükler hafifleyecek, ruhunuz özgürleşecek, huzurlu hissedeceksiniz.
Gününüze aynada kendinize gülümseyerek başlamaya çalışın, kendinizi sevin, siz tek ve biriciksiniz, sizden bir tane daha yok, bana inanmazsanız retina ve parmak izinizi inceleyin. ????
An’da kalmaya çalışın, geçmiş yaşandı bitti geri getiremeyiz, gelecek bir gizem; nelerle karşılaşacağımızı bilemeyiz, ama “an” tamamen bize ait, onunla ne yapacağımıza karar vermek de bize ait.
Yeni yılda mutsuzlukları görev edinmek yerine, yaşadığınız her an’a şükredin ve “Sonsuz Şimdide Olmaya” niyet edin.
Hepinize; sevdiklerinizle birlikte ağız tadıyla ve bolluk-bereketle geçecek harika bir yıl diliyorum.
Muhabbetle…

 

Görsel kaynağı  :  https://tr.pinterest.com/pin/527624912563879284/


İnsanız; Kolayca Unutuyoruz

Bu sabah suret kitabında bir dostun sayfasında gözüme ilişen güzel bir kartı paylaşmak istedim sizlerle. Şimdi derin bir nefes alın, sahip olduklarınıza şükredin ve bunu her gün tekrarlamayı da alışkanlık edinin.
Sevgiyle ve muhabbetle…

“Buzdolabınızda yiyecekleriniz, sırtınızda giysiniz, başınızın üzerinde bir çatı ve uyuyacak bir yeriniz varsa dünyanın %75 inden çok daha varlıklısınız.
Bankada birikiminiz, cüzdanınızda paranız, hatta bozukluklarınız bile varsa dünyadaki %8 in üstündesiniz.
Eğer bu sabah her hangi bir hastalık yerine sağlıklı olarak uyanabildiyseniz, bu haftayı sağ çıkaramayacak milyonlardan çok daha şanslısınız.
Eğer savaş tehlikesiyle karşılaşmadınızsa, hapisane acısı nedir bilmiyorsanız, açlık korkusu çekmedinizse; dünya üzerinde yaşayan ve acı çeken 500 milyon insandan çok daha şanslısınız.
Ve eğer bu yazılanları okuyabiliyorsanız, dünya üzerindeki 3 milyar insandan çok daha talihlisiniz.”

Görsel kaynağı https://www.facebook.com/tia.sal


Tavsiyeni Kendine Sakla…

begonviller

Yakınlarınız zor zamanlarında size akıl danışır mı? Onlara makul önerilerde bulunur musunuz? Sizce iyi bir tavsiye nasıl olmalıdır? Bir yabancının önerisiyle veya ilham vermesiyle hayatınızı tepeden tırnağa değiştirmeye hazır mısınız?

Bu soruların cevapları hepimize göre değişir. Aslında bu soruların hiç birinin önemi yok. Sadece siz söylediniz diye hiçbir arkadaşınız sigarayı bırakmaz, temiz beslenmeyi seçmez ve tabii sadece siz konuyu gündeme getirdiniz diye hiçbir arkadaşınız kendisine zarar veren ilişkisinden de vazgeçmez. Diyabet, yüksek tansiyon, diz sorunları yaşayan 80 yaş üstü tanıdıklarınız onlara önerdiklerinizi asla umursamaz. Ne kadar iyi niyetle söyleseniz, anlatsanız ve hatta kendi yaşama biçiminizi değiştirerek ne kadar sağlıklı olduğunuzu kanıtlasanız da hiç önemi yok. Tabii bu asla sizin suçunuz değil.

İyi bir tavsiye verildiğinde, anahtar tavsiyeyi veren değil alan taraftır. Hepimiz belirli zamanlarda bizlere “tam da bu işte” dedirten anlar yaşadığımız örnekler görüp, makaleler okumuşuzdur. Çoğumuz o anları; eski ya da bize zarar veren kötü bir alışkanlığı değiştirmek veya yapmayı ertelediğimiz işleri yapabilmek için motivasyon olarak kullanmışızdır.

Muhtemelen ilk adımı attığınız an, aslında başkalarını suçlamaktan vazgeçip, yapmanız gerekenleri ertelemeyi bıraktığınızda gerçekleşmiştir. Perspektifinizi değiştirmeniz ve harekete geçmeniz belki bir anda, belki de benim gibi yıllarca sonra oldu. Ama önemli olan karar verip, kararınızın gerektirdiklerini yerine getirip, uygulamaya başlamanız. Aslında her şey bir tesadüfle başlayabiliyor. Okuduğunuz bir kitap, konuşmasına hayran olduğunuz bir ünlü, hoşunuza giden bir reklam sloganı olabilir sizi karar almaya iten. Ne olduğunun önemi yok; ister bir tanıdığınızın sözleri, bir yabancının eleştirel gözle sizi süzmesi, bir şiir, bir film hepsi olabilir. Aradığınız tetikleme noktası orada duruyordu ve siz onu bulup harekete geçmeye karar verdiniz. Bunun bir armağan, kader ya da size verilmiş harika bir şans olduğunu düşünebilirsiniz. Yanılırsınız, asıl neden sizsiniz, baktınız ya da dinlediniz ve değişmeye, olmanız gerekene dönüşmeye siz karar verdiniz.

İşte tam da bu sebepten en iyi tavsiyelerinizi kendinize saklamalısınız. Her zaman olmasa da çoğu zaman böyle yapmaya çalışın. Uygulamak çok zor, hele benim gibi herkese yardım ettiğini düşünen biri için neredeyse imkansız çenesini tutmak  Çoğu insan problemi olduğunu düşünmez, düşünse de çözüm aramıyor olabilir ve sizin tavsiyeniz de, doğru zamanda yapılmadığı için o kişide bir işe yaramayacaktır. Böyle durumlarda hemen kendinizi hatırlamaya çalışın, nasıl ki sizin kendi sorununuzu fark edip çözümü için adım atmaya başlamanız arasında uzun zaman geçtiyse, başkaları için de durum aynıdır. Onların da kendi sorunlarını fark edip, bu konuda sorumluluk alarak harekete geçmeleri uzun zaman alabilir.

Bazı insanlar ise o noktaya asla gelemezler, boş yere kendinizi paralayıp sevginizi ve şefkatinizi vermeyin. Sizin söylediklerinizi ukalalık, hayatlarına müdahele etmek, onlara patronluk taslamak gibi algılar ve savunmaya geçerler. Sakince bekleyin, tam olması gereken noktaya vardıklarında, sizden yardım isterlerse orada olacağınızı bilmelerini sağlamanız yeterli. Gerektiğinde çenenizi tutup küstahlık ve ukalalık gibi algılanabileceğiniz durumlardan kaçınarak özellikle sevdiklerinize ve yakınlarınıza daha çok yardımcı olabilirsiniz.

İyi bir tavsiye; doğru kişiye, doğru zamanda verilendir. Herkes ilgilenilmek, anlaşılmak ve fark edilmek ister. Onları dinleyin, anlamaya çalışın, yardım edebileceğinizi hissetmelerini sağlayın ve onlar isteyene kadar da aklınızdan geçenleri kendinize saklayın.

Görselin konuyla ilgisi yok begonviller beni mutlu ediyor, ruhuma iyi geliyor belki sizlere de kendinizi iy. hissetirirler.

Sevgiyle ve muhabbetle…
Follow my blog with Bloglovin


Yaşlanmak…

omg we re aduts Ian Kellen

Yaşlanmak sadece aynada gördüğünüz yabancıdan hoşlanmamak değildir.

Yaşlanmak; sizi arayıp soranların sayısının hızla azalması demektir. Sizi aradıklarında bilirsiniz ki, soracakları bir konu veya dinlemenizi istedikleri bir sorunları vardır.

Birlikte eğlenilecek yerlere çağrılma miktarınız sıfıra yaklaşmışsa, yaşlandığınıza inanabilirsiniz.

Gündemi takip etmeniz, çokça konuda genç yaştakilerden daha yeni bilgiye sahip olmanız da hayatınızı kolaylaştırmaz, hatta çoğu zaman size düşman olacaklardır.

Nasihat etmek istediğinizde genellikle ukalalık olarak algılarlar, sizin daha önce bu konuda canınızın yandığını ve onların canı yanmasın diye uyardığınızı akıllarına bile getirmezler.

Gençliğin nasıl olduğunu hatırlamadığınızı düşünürler, ama bilmezler ki aslında yaşlanan sadece bedenlerdir, ruhlar kendini hep genç hisseder.

Yaşlanınca; gittiğiniz mekanda sevdiğiniz bir melodi çalarken, içinizde bir yerlerde, çılgınlar gibi dans etmek isteyen genç ruhunuzu hızla engellemezseniz, uzaylı görmüş taşralı bakışlarına maruz kalırsınız. Boynunuzu büküp yerinizde oturun, ayağınızla tempo tutmakla yetinin.

Öyle canınızın her istediğini giymeniz, fazla aksesuar kullanmanız da uygun değildir. Saçınızı atkuyruğu yapmanız, arkanızdan kikirdeşmelere neden olabilir.

Tatil yörelerinin sakin olanlarında konaklamanız beklenir sizden, eskaza gündemdeki adreslerden birine yolunuz düşmüşse, neredeyse iğrenir bakışlarla karşılaşırsınız “ne işi var bunun burada” der gibidirler.

Yaşlanmak, bir anlamda da görünmez olmaya başlamaktır. Yirmilerinizdeki ışıldayan görünüşünüze, sağlıklı bedeninize sahip olmadığınız için başkaları tarafından farkedilmeniz de zorlaşır.

Gençliğinizde size yol vermek için çekilip gülümseyenler, yaşlıysanız neredeyse bulundukları yerden geçmeye çalıştığınız için sizi tokatlar gibi bakarlar.

Karşıdan karşıya geçerken yaya geçidinde bile kornalarla protesto edilirsiniz. Toplu taşıma araçlarına binerken size yol vermelerini asla beklemeyin, ezmemeleri ve kenara itmemeleri için dua edin.

Sokağa çıkmanızı yasaklamaları mümkün olsa yapacak binlerce genç insan var etrafta. Bunu da huzur içerisinde sağa sola not olarak yazıyorlar. Sanıyorlar ki hep yirmilerinde kalacaklar.

Bizler; 50, 60, 70 li yıllarda doğanlar, farklı dünya görüşleriyle yetiştirildik ve eğitildik diye düşünüp hoşgörmeye çalışıyorum, zorlansam da deniyorum.

38 yaşımı çok sevmiştim, ruhumu oraya sabitledim ilerlemesine izin vermiyorum, bedenime de elimden geldiğince iyi bakmaya çalışıyorum, ama biyolojik olarak zamana karşı durmak zor oluyor. Yaşlanmayı gençliğin yitişi değil de, fırsatların ve gücün yeni bir aşaması olarak kabullenmek biraz olsun huzur veriyor.

Keşke bir yolu olsa da insanlar hep genç kalsalar; gözleri bozulmasa, hastalanmasalar, elden ayaktan düşmeseler, bunamasalar. Süreleri dolunca fişi çekilmiş elektronik alet gibi duruverseler. Hayal işte hoşgörün, ne de olsa sizlere göre epey yaşlıyım 🙂


Yeni Yıla Merhaba

Sunset Bodrum

Yeni bir yıla doğru koşaradım ilerliyoruz. Bilinmezliklerden mi, umutlardan mı olduğunu çözemediğimiz ürpermeler var ruhlarımızda. Yüreklerimiz hayallerimizin gerçek olabileceği heyecanıyla çarpıyor. Gençler arkadaşlarıyla katılacakları eğlencelerin, çocuklar açacakları hediye paketlerinin heyecanında, yaşlılar ise sağlıkla geçirecekleri yeni bir yılın umudundalar.
2015 yorucu bir yıl oldu çoğumuz için; ülkemiz için üzüldük, kayıplar yaşadık, sağlık sorunlarıyla cebelleştik, belki işsiz kalanlar da oldu aramızda. Şimdi yeni bir yılın getireceklerine odaklanma zamanı; geçmişe takılıp kalmanın yararı yok, gelecek günlerin belirsizliğini coşkuya çevirmek elimizde. Her sabah sağlıkla uyanıyorsak umudumuzu kaybetmek anlamsız. Sağlıkla nefes aldığımız her an, zorluklarla başa çıkabileceğimiz anlamına geliyor; yeter ki isteyelim ve çaba harcayalım.
Hayatımıza dışarıdan bakmaya çalışalım; tabii objektif olarak bakalım; varlığına şükredeceğimiz her şeyi not edelim, aklımıza her geldiğinde sahip olduklarımız için teşekkür edelim ve daha iyilerini istemeye, onlara ulaşmak için çalışmaya devam edelim. Kendimizde değiştirmek istediklerimiz için de ayrı bir liste yapalım ve yıl boyunca bunlar üzerinde çalışalım.
Kızdıklarımız, hırslandıklarımız, sinirlendiklerimiz olabilir; şimdi onları affetme zamanı, ruhumuzda ve bedenimizde yarattıkları yıkıcı etkilerden kurtulma zamanı. Kolay olacak mı, tabii ki olmayacak, ama deneyeceğiz adım adım ilerleyeceğiz. Affetmeyi başardıkça üzerimizdeki yükler hafifleyecek, ruhumuz özgürleşecek, huzuru hissedeceğiz.
İhtiyacı olan herkese yardım etmeye çalışalım, yardım sadece parasal değildir. Her fırsatı değerlendirip kahkaha atalım, gülmenin iyileştirici etkisinden yararlanalım. Yolda rastladığımız hayvanların başını okşayalım, sevilmeye de beslenmek kadar ihtiyaçları var unutmayalım.
Gerektiğinden fazla tüketmemeye çalışalım; sistemi değil ruhumuzu besleyelim. Tüketeceklerimizi alırken çevreye zarar vermeyenleri seçmeye çalışalım, ambalajlı ürünlerden vazgeçelim, olabildiğince az çöp üretmeyi deneyelim.
Günümüze aynada kendimize gülümseyerek başlayalım; kendimizi sevelim, yeri geldiğinde egosit olalım, hepimiz tek ve biricikiz, sizden bir tane daha yok, bana inanmazsanız parmak izinize sorun, retinanıza sorun 🙂
An’da kalmaya çalışalım, geçmiş yaşandı bitti geri getiremeyiz, gelecek bir gizem; nelerle karşılaşacağımızı bilemeyiz, ama “an” tamamen bize ait, onunla ne yapacağımıza karar vermek de bize ait. Yeni yılda mutsuzlukları görev edinmek yerine, yaşadığımız her an’a şükredelim ve  “Sonsuz Şimdide Olmaya” gayret edelim.
Onurumuzla, sahip olduklarımıza şükrederek, anlamsız hırslardan arınarak, bebekler gibi kibirsizce, her sabah daha da yenilenerek, “az tüketip, çok türeteceğimiz”, barış içinde “bir orman gibi hür ve kardeşcesine” yaşayacağımız; ruhlarımızın hep genç kalacağı, daha bereketli, daha huzurlu, daha adil ve çok daha güzel bir yıl olsun 2016.
Hepinize sevdiklerinizle birlikte; ağız tadıyla, huzurla, bolluk ve bereketle geçecek harika bir yıl diliyorum.
Sevgiyle ve muhabbetle…

Yeni yılda yeni biri olmayı deneyecekler bu linkleri mutlaka incelemeli:

http://abolisyonistveganhareket.org/
https://www.facebook.com/fikirsahibidamaklar
http://bugday.org/
http://zumbara.com
http://esyakutuphanesi.com


Sayfalar:12