:::: MENU ::::
Browsing posts in: Eğitim

Biz Ne Yapabiliriz? #elmalıdavası #cinselistismar

Karanlığa sövmek, boşuna dövünmek yerine neler yapabiliriz konusuna odaklanalım hep birlikte. Değerli dost Nihan Bora Sapmaz instagram hesabında çok güzel bir yol haritası çıkartmış. Kendisinden izin alarak blog yazısına dönüştürdüm. Sizler de inceleyin; kurumları ve uzmanları destekleyin mutlaka. Ve lütfen, ama lütfen herkesle paylaşın ki daha çok kişiye ulaşabilsin bu bilgiler. Muhabbetle…

“Elmalı Davası ciğerimi yaktı. Biraz toparlandım ve bilinçlenmek adına faydalı gördüğüm içerikleri ve harekete geçmek için yapacaklarımızı paylaşacağım. Oturduğumuz yerden yapabileceğimiz çok şey var…

2018 yılında kadın ve kız çocuklarına karşı her türlü haksızlığa ses çıkarmak için Kızım Susma isimli bir proje hayata geçirmiştik. Çarpıcı sözlerini Zeynep Talu’nun yazdığı şarkıyı, Leyla Alaton ve Fuat Ergin seslendirmişti. Projenin gelirini UCİM’e bağışlamıştık ve Saadet öğretmenle o zaman tanışmıştım.

????️Saadet öğretmen çok özel bir insan ve kurduğu Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği yani UCİM ile yıllardır çocuk istismarına karşı mücadele ediyor. İhbar edilen her şikayeti yakından takip ediyorlar. Peki biz ne yapabiliriz? UCİM’in çalışmalarına destek olmak için düzenli veya tek seferlik olmak üzere bağışçı olabiliriz. Onları sosyal medyada takip edip seslerini daha geniş kitlelere ulaştırmayı da es geçmeyelim. https://ucim.org.tr @ucimorgtr @SaadetOzkanEfe

????️Bu dünyada bilinçli ebeveyn olmak şart! Ebeveynlerin yapacaklarına gelirsek, Paylaş Büyüsün hesabının “Çocuğunuzun Kendini Koruyabilmesi İçin Ona Beden Güvenliğini Anlatmanın 5 Yolu” gönderisini okumalısınız @paylasbuyusun

????️”Çocuklar İçin Bedensel Farkındalık ve Sınır Konulu Kitaplar” gönderisi için @tirtilkids ‘e bakabilirsiniz.

????️Uzm. Psk. Sesil Delikan Kalender “Çocukları istismardan korumak için dikkat edilmesi gerekenler” listesi hazırlamış. Mutlaka okuyun @uzm.psk.sesilkalender

????️Uzm. Klinik Psk. Büşra Tarçalır’ın da konuyla ilgili birkaç yıl önce yaptığı paylaşımlar var. Bu konulara yaklaşımı çok kıymetli. Tarçalır’ı da takip etmenizi öneriyorum. @busra.tarcalir

????️Son olarak Aamir Khan’ın “Çocuklar cinsel istismara karşı kendilerini nasıl korumalı” videosunu YouTube’dan izleyebilirsiniz.

????️Yeni ek: Çocuklar İçin Düşünme Merkezi 7 Temmuz’da Çocuklar için Beden Hakkı Eğitimi düzenliyor! Enfes ???????? Bu hesabı da takibe alın lütfen @cocuklaricindusunmemerkezi

Sizin de bu konuda faydası olacağını düşündüğünüz paylaşımlar ve isimler varsa yazar mısınız? ????????
#elmalıdavası
#cinselistismar”


24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlu Olsun

Kız kardeşim Bilge Mintaş’ın, kuzenim Zerrin Bıçakçı’nın, can dostlarım Didem Özbahçeci Sönmez ve  Sedef Örsel Özçelik’in, değerli eğitmen dostlarım Selva Şentürk, Gülcan Arpacıoğlu, Emine Arıkan, Ebru Baranseli, Sinem İnce, Seda Tezoler, Şeyda Taluk, Hatice Tuğsavul, Okşan Ocaktürk, Şule Özmen, Uğur Özmen, Süleyman Sönmez, İsmail Hakkı Polat ve yıllar içinde tanıdığım. değer verdiğim bütün eğitmen dostlarımın 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun.

Bana emeği geçen, hayatta olan ve olmayan öğretmenlerim; hepinize teşekkür ederim. İyi bir insan olmayı önce, ilk öğretmenim olan rahmetli anneciğimden öğrendim, üzerine kendi kişiliğimi inşa ederken de sizler yol gösterdiniz bana.

Yaşadıkları zorluklara rağmen; öğrencilerine ışık olmaya çalışan bütün öğretmenlere teşekkürler, yarınlar için umut olacak gençler sizlerin desteği ve rehberliğiyle yetişecekler.
Öğretmenler Günü kutlu olsun.


Müze Kiti Projesi, ilk adımı olan Topkapı Sarayı Müzesi Müze Kiti Projesi ile başlıyor!

Okullar ile müzeler arasındaki işbirliğini kuvvetlendirmeyi hedefleyen Müze Kiti Projesi’nin ilk adımı olan Topkapı Sarayı Müzesi Müze Kiti Projesi Aralık 2019 itibariyle başlıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen, Topkapı Sarayı’nı Sevenler Derneği ve Komet Kültür ve Sanat Projeleri işbirliğiyle hayata geçen Topkapı Sarayı Müzesi Müze Kitleri öğretmen ve öğrencilerle buluşuyor. Proje, ülkemizdeki kültür ve sanata katılım oranını artıran, Milli Eğitim Bakanlığı 2023 Eğitim Vizyonu’nda belirtilmiş olan hedeflere paralel ve öğrencilerin sosyal-duygusal becerilerini geliştirmeye yönelik kapsamlı bir eğitim materyali ve deneyim alanı sunuyor.

Topkapı Sarayı Müzesi Müze Kiti Projesi öğretmen eğitimleri ile başlıyor. Ortaokul öğretmenleri, 14, 15 ve 21 Aralık 2019 tarihlerinde Topkapı Sarayı Müzesi’ni ele alan diyalog temelli bilgi kartlarından ve çeşitli etkinliklerden oluşan müze kitinin nasıl kullanılacağına dair hem teorik hem de pratik bilgileri 3 saatlik bir eğitim sonunda ediniyor. Eğitim, Topkapı Sarayı’ndaki Tonwelt Rehberlik Ses Sistemleri ile gerçekleşen rehberli turlar ve projenin içerik küratörlerinin verdiği teorik ve uygulamalı eğitimden oluşuyor. Öğretmenler bu eğitim sayesinde öğrencilerine bir yönetim, eğitim, sanat ve yaşam alanı olan Topkapı Sarayı’nın kültürel mirasımız için önemini aktarma ve öğrencilerine müzede rehberlik etme becerisini kazanıyorlar. Bu eğitimde öğretmenler müze eğitiminin üç temel aşamasını oluşturan, müze deneyimi öncesi, müze deneyimi ve müze deneyimi sonrasına dair tasarlanmış bilgi, etkinlik ve oyunları yakından inceleme ve uygulama fırsatı buluyorlar.

Proje öğretmenlere ayrıca topkapimuzekiti.com ve muzekiti.com sitelerindeki zengin içeriklerden diledikleri zaman faydalanma imkanı sunarak ders içeriklerini sürekli zenginleştirme imkanı veriyor. Proje kapsamında eğitim alacak 500 öğretmen, bu eğitimin ardından yaklaşık olarak 10.000 ortaokul öğrencisi ile birlikte müze kitlerini kullanmaya başlıyor.

Topkapı Sarayı Müzesi Müze Kiti Projesi, basılı ve dijital olarak tasarlanmış ve daimi kullanıma açık olan öğretmen ve öğrenci kitleri ile öğretmen eğitimlerinden oluşuyor. Haziran-Aralık 2019 tarihleri arasında hazırlanmış olan bu proje, öğretmenleri eğiterek öğrencilerine bir rehbere bağlı olmadan müze eğitimi verebilme ve rehberlik edebilme becerisini kazandırmayı ve Osmanlı kültür ve sanatına ait eserlerin ve tarihinin bilinirliğini artırarak çocukların kültürel mirasımıza olan bakışını ve yaklaşımını geliştirmeyi hedefliyor. Türkiye’de kültürel mirası ve sanatı anlama, sevme ve dolayısıyla koruma ve çoğaltma kültürünün yerleşmesine katkı sağlayacak olan bu kitler, çocuklar ve öğretmenler ile kültürel miras ve sanat arasında bir köprü vazifesi görüyor. Milli sarayları, ören yerlerini ve müzeleri gezme alışkanlığı ve kültürünü geliştirmeye yönelik yapılandırılmış olan Müze Kiti Projesi’nin önemli ve ilk parçası olan Topkapı Sarayı Müzesi Müze Kiti Projesi, müzenin erişilebilirlik kapsamının artmasını, okul gruplarının müze gezilerinin anlam kazanıp planlı bir şekilde gerçekleşmesini ve öğretmenlerin müfredat ile müze koleksiyonları arasında ilişki kurmalarını amaçlıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirlediği beceri ve kazanımlar doğrultusunda pedagojik bir dille hazırlanmış olan bu kitler ile öğrenciler Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki kültür, zanaat ve sanat ile kavramlar ve nesneler arasındaki ilişkiyi hem eğitici hem de eğlenceli bir yaklaşımla deneyimleme fırsatı yakalıyorlar.

Özgün bir eğitim projesi olan Müze Kiti Projesi, müze eğitimi ve ziyaretçi geliştirme alanlarında uzmanlaşmış iki müzeci olan Hüsne Çiğdem ve Sebla Kut’un Kasım 2018 itibariyle çocuklar ile müzeleri, dolayısıyla sanat eserleri ve kültürel miras öğelerini buluşturmak üzere kurdukları Komet Kültür ve Sanat Projeleri’nin ilk projesidir. Projenin başlıca amaçları arasında, okul ile müze arasındaki ilişkiyi kuvvetlendirmek ve müzenin temel misyonlarından biri olan eğitim alanı olma özelliğini ortaya çıkarmak bulunuyor.

Proje aracılığıyla, müze deneyimi yalnızca bir gezi olmanın ötesinde, öğrencilerin sanata ve kültürel mirasa bakışına yön verirken aynı zamanda yaratıcı üretim süreçlerine de ilham veren bir deneyim haline geliyor. Müze kitleri yapılandırmacı eğitimin benimsediği yaşam boyu öğrenme kavramı kapsamında öğrencilerin yaparak, yaşayarak öğrenmelerine zemin sağlayacak ideal bir yer olan müzeye yakınlaşmalarını sağlıyor.

Proje, öğrencilerin farklı bakış açılarından bakabilme, farklı kültürlere saygı duyma, çeşitliliğin değerini anlama, empati kurabilme ve içinde yaşadıkları toplumun normlarını anlamak gibi sosyal farkındalık unsurlarının birinci elden deneyimlenmesine katkıda bulunuyor.

Müze kitleri, müze içeriklerini öğrenci seviyesine uygun bir dil ve anlatım ile sunuyor ve bilginin özümsenmesini kolaylaştırıyor. Okullarla müzelerin ortak hedeflerinin gerçekleştirilmesinin yanı sıra müze kitlerinden faydalanacak tüm öğretmen ve öğrenciler, eğlenceli hikayeler ve bilinmeyen detayları öğrenerek aktif bir müze eğitimi süreci yaşıyor. Projeye her yıl farklı şehirlerdeki müzelerin katılması planlanıyor.

Web adresi   https://www.muzekiti.com


Kemâl – Pınar Ayhan’dan Bir Müzikal Belgesel

13 Kasım akşamı değerli dostum Didem Özbahçeci davetiyle yine müthiş bir gösteri izleme şansı buldum. MKM Kültür merkezinde; Pınar Ayhan ve her biri ayrı yetenekli dostlarının olağanüstü performansıyla salondakileri büyülediği bu harika gösteriyi mutlaka daha çok kişi izlemeli. Nasıl yapsak da daha fazla kişiye ulaşsa her iki gösteri de diye epey kafa yordum. Keşke Atatürk adıyla oy avcılığı yapan belediyeler kendi kültür merkezlerinde halka ulaştırsalar bu mesajları.

Mustafa Kemâl’i odağa alarak, onun yaşam öyküsünü anlatan müzikal bir belgesel  “Kemâl”. “Tarih çok şey anlatır ama saklar da!…” diyerek yola çıkılan bu gösteride Pınar Ayhan, güçlü sesi ve anlatıcılığı ile bizleri 1881’den 1938’e götürüverdi usulca,  coşkuyla. Mustafa Kemâl’in yaşam öyküsünden az bilinen kesitleri, doğru bilinen yanlışları, çok iyi bilinen ama üzerine çok fazla düşünülmeyenleri sahneye taşıyan bu gösteriyi; salondaki yüzlerce kişi nefesi kesilerek ve avuçları kızarıncaya kadar ayakta alkışlayarak izlediler. Aslında kelimelerle ifade etmem zor o salonda yaşanan ruh halini. Yüzlerce insanın tek yürek olup; kah gözyaşlarıyla, kah sesinin son perdesiyle sahnedeki olağanüstü sanatçıya eşlik etmelerini tarif edemiyorum. Gösteri arasında ilkokul öğrencisi olduğunu düşündüğüm bir erkek çocuğunun babasına dönüp “bana kimse Atatürk’ü böyle anlatmamıştı, saygı duyuyordum ama şimdi hem daha çok seviyorum Ata’mızı, hem de mutlaka okuldaki arkadaşlarıma anlatacağım onlar da bilsinler” dediğini duymak harikaydı. “Bizler onun gülmeyi öğrettiği çocuklardık.”

Yazıma sevgili Didem’in gösteriden sonra Instagram’da paylaştığı cümlelerle son vermek istiyorum: “ ATATÜRK’ü bir de böyle dinleyin, ağlayın, duygulanın, gururlanın, hayıflanın. Pınar Ayhan’dan ATATÜRK’ü dinleyin, izleyin mest olun. Elleriniz patlayıncaya kadar ayakta alkışlayın. En üst perdeden BRAVO diye bağırın. Biriktirdiği bilgiye, emeğe, ülkenin farkındalığını artırmak için ekibiyle birlikte katettiği binlerce kilometre yola teşekkür edin. Bu muhteşem gösteriyi mutlaka İZLEYİN. Çocuklarınıza muhakkak İZLETTİRİN.”

Bu projede, sahnede Pınar Ayhan’a 5 kişilik bir orkestra eşlik ediyor. Orkestra ise Evren Kalaycıoğlu (Piyano ve orkestra şefi), Özge Erdem (Keman), Aslı Gültekin (Viyolonsel), Erdinç Aktuğ (Perküsyon), Mustafa Cihan Aslan (Klarnet) ve Ulaş Koray Gökben (Bağlama) gibi deneyimli müzisyenlerden oluşuyor. Ses ve teknik yapım Delta Ses, Işık Tasarımı Mustafa Bal tarafından gerçekleştiriliyor.

Ocak ayında  Caddebostan Kültür Merkezinde yeniden sahne alacak “Kemâl”. Lütfen ajandanıza not alın ve mutlaka evlatlarınızla birlikte izleyin bu müthiş gösteriyi.

Yazımda kullandığım görseller için Alihan Sönmez’e teşekkürü borç bilirim.

Pınar Ayhan web sitesi   https://www.pinarayhanofficial.com

Bilet linki  https://www.biletix.com/etkinlik/ZO802/TURKIYE/tr


Emine Arıkan’dan ThetaHealing® BasicDNA eğitimi

8-9-10 Kasım tarihlerinde zarif öğretmenim Emine Arıkan’ın ThetaHealing® BasicDNA çalışmalarına katılma fırsatı buldum. Yoğun katılımlı bu çalışmasında bana da yer açtığı için kendisine çoook teşekkür ediyorum. Emine Arıkan isminden haberdar olmamı sağlayan ve uzun süredir sosyal medya üzerinden ortak bilince, bütünün hayrına yaptığı çalışmalara katılmamı teşvik eden can dost Didem Özbahçeci’ye de kucak dolusu sevgiler.

3 günlük eğitim sırasında her biri çok değerli ve keyifli 6 yeni dost kazandığım günlerde; kah gülerek, kah duygusal anlar ve sıkça aydınlanmalar yaşayarak yoğun çalışmalar yaptık hep birlikte. Çalışma hakkında detay veremem, ama zarif öğretmenimizin http://www.eminearikan.com  web sayfasında herkesin kolayca ulaşabileceği şekilde yazanları sizlerle paylaşabilirim.

Vianna-Stibal-Emine-Arıkan Kaynak: http://www.eminearikan.com

ThetaHealing® fiziksel, psikolojik ve ruhsal şifa sağlayan bir meditasyon çalışması. Bu enerji sisteminin kurucusu Vianna Stibal; doğuştan sezgisel yetileri çok açık olan biri, 1995 yılında, yakalanmış olduğu kanser hastalığından anlık bir şifa ile arındığında, kendini bulduğu bu yönteme adayarak, tekniği geliştirmeye devam etmiş, binlerce saatlik bireysel uygulama yapmış. Daha çok kişinin şifalanmasına yardımcı olmak için tekniği 2000 yılından bu yana da öğretmeye devam ediyormuş. Başlangıçta bir şifa uygulaması olarak ortaya çıkan teknik, günümüzde güçlü bir bilinçaltı terapi tekniğine evrilmiş.

Alman ruh hekimi Hans Berger’in 1929’da EEG’yi (Elektroensefalografi, beyin dalgaları aktivitesinin elektriksel yöntemle izlenmesini ölçen aygıt, halk arasında “beyin elektrosu” olarak anılıyor) geliştirmesinden sonra yapılan araştırmalarda beynin çeşitli dalga boylarında yayın yaptığı bulunmuş ve haritalamaları yapılmış. Bu dalga boyları özetle beta, alpha (alfa), theta (teta), delta, gamma olarak adlandırılmış. ThetaHealing® de ismini theta beyin dalga boyundan almış. Vianna, bulduğu tekniğin nasıl çalıştığını araştırırken beyin dalgaları bilgileri ile karşılaştığında, EEG aleti ile şifalarında bir çok deneme yaptıktan sonra kullandığı yöntemin theta dalga boyunda çalıştığından emin olmuş ve tekniğe ThetaHealing® adını vermiş.

Emine ARIKAN ThetaHealing egitimi Kaynak : http://www.eminearikan.com

Theta dalga boyuna derin meditasyon hali denebilir. Ayrıca REM uykusunda, yani rüya gördüğümüz uyku bölümünde iken de theta dalga boyundayız. Bilim adamları EEG ile yapmış oldukları deneylerde mutluluk ve huzurun bu dalga boyunda deneyimlendiğini gözlemlemişler. Theta dalga boyu aynı zamanda bilinçaltımızın yaydığı dalga boyu. Dolayısıyla bu dalga boyunda iken kolayca bilinçaltı ile bağlantıya geçebilir, olumsuz kayıtları, inançları kalıcı olarak değiştirebiliriz. Ayrıca yaratımın kaynağı ile, evrendeki temel yaşam enerjisi ile bağlantıda olduğumuz dalga boyu da thetadır. Bu dalga boyunda iken yaratımın kaynağına bağlanarak şifayı gözlemler, kuantum olasılık seviyesinden gerçeklik seviyesine çıkartırız.

ThetaHealing® uygulayıcısı; danışan kişinin bilinçaltını theta dalga boyuna ayarlar ve uygulama esnasında bilinçaltındaki olumsuz kayıtları, danışan kişinin sözlü izni ile, olumluya çevirir. Bilinçaltı kayıtlarının değişimi kas testi (kinesiyoloji) yöntemiyle de gözlemlenebilmektedir.

ThetaHealing® ile her konu üzerinde çalışılabilir. Çocuk ve yaşlılar dahil herkese güvenle uygulanabilen bir tekniktir. Yalnızca gebelik durumunda gebeliğin ilk 3 ayı daha hassas bir evre olduğundan bu dönemde uygulama yapılması tercih edilmemekte. Konu ile ilgili daha detaylı bilgiye ThetaHealing®’in kurucusu Vianna Stibal’ın www.thetahealing.com web sayfasından ulaşabilirsiniz.

Kendinizi ve sevdiklerinizi kolayca şifalandırmak, hayatlarını kolaylaştırmak, yeni ve çok ilginç bilgiler öğrenmek istiyorsanız en yakın BasicDNA eğitimi 6-7-8 Aralık 2019 tarihlerinde yapılacak. Emine Arıkan’ın http://www.eminearikan.com  web sayfasını mutlaka ziyaret edin ve butonları tıklayıp diğer çalışmaları da inceleyin lütfen. Hepimize ve bütüne şifa olsun.

 

Emine Arıkan – Kimdir?

2007’de Reiki ile tanıştım. Reiki’nin sevgiyle akan şifa enerjisi farkındalığımı arttırmama, içsel yolculuğumda etkili dönüşümleri kolaylıklarla yaşamama destek oldu. Hem kendi deneyimlerim, hem bu süreçte uyumlama alan kişilerde gözlemlediğim deneyimler beni daha çok kişinin bu teknikle tanışabilmesi için Reiki masterlığına yöneltti.

2013’te aldığım uygulayıcılık eğitimleriyle ThetaHealing® şifa tekniğini de uyguladığım teknikler arasına kattım. Bu teknikle kendi üzerimde, yakın çevremde ve danışanlarımla yaptığım bireysel seanslarda bilinçaltında hızlı ve kalıcı değişimlere tanıklık etmeye başladım. Öğrenilmesi ve uygulaması son derece kolay olan bu tekniğin daha çok insana ulaşması gerektiğini söyleyen iç sesime kulak vererek, 2014’te yurt dışında tekniğin yaratıcısı Vianna Stibal’dan ThetaHealing® eğitmenlik sertifikasını aldım.

2016 yılında NLP ile tanıştım, uyguladığım teknikleri harika bir şekilde desteklemeye devam ediyor.

2018 yılında da kökleri en az 5000 yıl öncesine dayanan kadim Uzak Doğu beden-nefes-enerji sistemi ve bilgeliği olan Chi Kung uygulamalarını yaşamıma kattım; hem kendi bireysel çalışmalarımda kullanmaya hem de danışan ve öğrencilerimle paylaşmaya başladım.

2017 yılında iç sesimi dinleyerek alanda daha da derinleşmeme katkı olan Psikoloji Yüksek Lisans eğitimine başladım; tez aşamasında şu ana kadar öğrendiğim teknikleri harmanlayabileceğim ve bilimsel literatüre katkı olmasını umduğum, beni çok heyecanlandıran bir konu üzerinde çalışıyorum. Araştırma sonuçlarını paylaşabilmeyi heyecanla bekliyorum.

Şu an, bireysel seanslar yanında düzenli olarak uygulayıcılık eğitimleri vermeye devam ediyorum.

Benim için yeni deneyimler ve heyecanlarla dolu bu süreci sizlerle hem öğreterek hem öğrenerek paylaşıyor olmak bana ayrı mutluluk veriyor.

Sertifikasyonlar:

  • Boğaziçi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İngilizce Öğretmenliği Bölümü, 1991
  • Usui Reiki I.Derece, 15.12.2006
  • Usui Reiki II.Derece, 02.07.2007
  • Usui Reiki III.Derece, 10.08.2008
  • E.F.T (Emotional Freedom Techniques), 2008
  • Good Luck-Fortune (Şans) Reiki Master, 24.05.2009
  • Abundance/Prosperity (Bolluk-Bereket) Reiki Master, 14.06.2009
  • Transformation (Dönüşüm) Reiki Master, 01.11.2009
  • Kundalini Reiki Master, 10.04.2010
  • Imera Reiki Master, 31.10.2010
  • Vipassana Meditasyon Kursu-10 gün, Aralık 2010
  • Geleneksel Usui Reiki Master Teacher, 30-31.07.2011
  • Sib Sen/10 Major Energy Lines – Thai Therapy, 16-24.11.2013
  • ThetaHealing® Basic DNA, 22.12.2013
  • ThetaHealing® Advanced DNA, 13.04.2014
  • ThetaHealing® RHYTHM to a Perfect Weight, 13.06.2014
  • ThetaHealing® Manifesting and Abundance, 22.06.2014
  • ThetaHealing® Basic DNA Instructors, 23.09.2014
  • ThetaHealing® Advanced DNA Instructors, 25.09.2014
  • ThetaHealing® Soul Mate, 16.11.2014
  • ThetaHealing® Intuitive Anatomy, 19.06.2015
  • ThetaHealing® Manifesting and Abundance Instructors, 02.04.2015
  • Duygu Yönetimi Eğitimi, 07.05.2015
  • ThetaHealing® Game of Life, 15.09.2015
  • ThetaHealing® Game of Life Instructors, 26.10.2015
  • NLP Practitioner, Mayıs 2016
  • Access Bars, 03.06.2016
  • Access Beden Prosesleri & Travmanın Sıfır Toplamı, 04.06.2016
  • ThetaHealing® Dig Deeper, 20.08.2017
  • ThetaHealing® Dig Deeper Instructors, 20.03.2018
  • Chi Kung Temel Seviye, Ocak 2018
  • İstanbul Üniversitesi AUZEF, Sosyoloji Bölümü (3.sınıf öğrencisi), Eylül 2017
  • İstanbul Aydın Üniversitesi, Psikoloji Yüksek Lisans Programı-Tezli (tez aşaması devam ediyor), Eylül 2017

 


Gülcan Arpacıoğlu Mutluluk Kolay Bilinçaltı Tekniği

4-5 Mayıs tarihlerinde değerli dost Gülcan Arpacıoğlu’nun verdiği harika bir eğitime katılma şansım oldu. Gerek Gülcan’ın müthiş enerjisi ve keyifli anlatımı, gerek katılımcı genç kadınların dostça yaklaşımlarıyla saatlerin nasıl uçup geçtiğini anlamadığım, her dakikasından müthiş keyif aldığım bir haftasonuydu. Gülcan Arpacıoğlu tarafından geliştiren özel bir eğitim olduğu için detayları da onun web sayfasından aldığım bilgilerle kendisinin anlatımıyla paylaşacağım. Bu tekniği hayatınıza katmak isterseniz detaylı bilgi ve eğitim tarihleri için 0216 302 3865 no.lu telefonu arayın veya mutlulukkolay@gmail.com adresine mesaj yollayın. Sevgiyle ve muhabbetle…

Mutluluk Kolay sistemi, kendinize ve sevdiklerinize yardım etmenizi sağlar, stres ve kaygılarınızı hayatınızdan çıkarıp daha mutlu bir yaşam sürmeyi öğretir. Geçmişinizin olumsuz etkilerinden kurtularak, hedeflerinizi gerçekleştirdiğiniz, özünüzü yaşayıp kendiniz olduğunuz bir yaşam ve gelecek sağlar.

Mutluluk Kolay Tekniği anında sonuç veren, etkili ve uygulaması çok kolay bir yöntem.
Nasıl mı ortaya çıktı? Hikayesini sizlerle paylaşayım:
Ben bir mühendisim. Üstelik endüstri mühendisiyim.  Aklım her alanda zahmeti azaltmaya ve faydayı arttırmaya çalışıyor. Kullandığım tekniği geliştirirken de böyle oldu!

Yirmi yılı aşkın süredir binlerce danışanım ve öğrencim oldu. Enerji, bilinçaltı ve şifa ile ilgili birçok tekniği öğrenme, uygulama ve öğretme olanağı buldum. Bazılarına hayran kaldım, bazılarını ise kenara ayırdım.

Araştırmak ve çözüm bulmak, sonra da kocaman teşekkürlerle dolu mesajlar almak benim için büyük bir keyif kaynağı oldu. Hele bu mesajlarda teknikleri kullanarak sevdiklerini de iyileştirdiğini anlatanlar, sevincini paylaşanlar olduğunda hayatımın anlam kazandığını hissediyorum, çok mutlu oluyorum.

Hayran kaldığım birkaç teknik var. Şimdiye kadar bu teknikleri birbirinden ayrı öğretiyordum, ama aslında bire bir görüşmelerimde hepsini birlikte, hatta harmanlayarak kullanıyorum. Çünkü bir arada çok daha güçlü çalışıyorlar.

Böylece çok daha kolay, çok daha hızlı ve çok daha etkili bir yöntem geliştirdim: 

Mutluluk Kolay Bilinçaltı Tekniği

Mutluluk Kolay Tekniği çok pratik, zahmetsiz bir yöntem. Benim için yıllanmış, sizler için yepyeni bir teknik.

Mutluluk Kolay, çok etkili olduklarını bildiğim teknikleri birleştirdiğim, çok kolay ve hızlı işleyen, yepyeni bir enerji ve bilinçaltı tekniği.

Birçok farklı şekilde kullanabiliyorsunuz, çok doğal bir akışı var. Hiçbir zorlama, çaba, emek olmadan işliyor. Bilinçli zihniniz, bilinçaltınız ve enerji bedeniniz birlikte çalışıyor, şifa kendiliğinden gerçekleşiyor. Sorununuzu belirledikten sonra, bu teknik ile duygularınızı iyileştiriyorsunuz; olumsuz inançlarınızı hatta çok daha derin, bilmediğiniz sorunlarınızı olumlu yorumlara, anılara dönüştürüyorsunuz.

Başlangıç eğitimi, kendi üzerinizde uygulamanız için tasarlanmış olsa da, başkalarına yardım için kullanmanızın yollarını öğretiyorum. İkinci seviyede daha ayrıntılı, doğrudan başkalarına seans yapabilir hale geliyorsunuz.

Mutluluk Kolay tekniği, stres ve kaygılarınızı hayatınızdan çıkarıp daha mutlu bir yaşam sürmeyi öğretiyor. Geçmişinizin olumsuz etkilerinden kurtulmanızı, hedeflerinizi gerçekleştirmenizi, özünüzü yaşayıp kendiniz olduğunuz bir yaşam ve gelecek yaratmanızı sağlıyor. Hayatınızın amacını, anlamını bulmanıza destek olan bir eğitim aynı zamanda.

Mutluluk Kolay Tekniğinin özellikleri:

  • Mutluluk Kolay çok pratik ve etkili bir bilinçaltı ve enerji tekniği
  • Duyguları yaşamaya gerek kalmıyor
  • Hızlı çalışıyor, zaman kazandırıyor ve yormuyor
  • Bilinçli zihin ile bilinçaltını hemen iyileştirebiliyor
  • Sorununuzun ne olduğunu, hangi olaydan kaynaklandığını bilmeniz gerekmiyor
  • İyileşmeye karşı dirençlerinizi de bu teknik ile temizleyebiliyorsunuz
  • Dikkati toplamadan, kendiliğinden iyileşme gerçekleşiyor
  • Kendinizi daha çok tanımanızı ve daha kolay sevmenizi sağlıyor

Mutluluk Kolay Başlangıç eğitim içeriği: 

  • Mutluluk Kolay tekniği ve uygulamaları
  • Bilinçli farkındalık ve enerjinin birlikte kullanımı
  • Duygular ve kökenleri, dürtülerin kontrolü
  • Güçlü sorular ve keşif süreci
  • Seçeceğiniz yönü belirlemek için araçlar

Mutluluk Kolay Tekniği kullanım alanları:

  • Bilinçli farkındalık ile yaşamınızı algılayabilmek
  • Bilinçaltı inanç sisteminizi yenilemek
  • İlişkilerinizde denge sağlayabilmek
  • Günlük hayatın ve iş hayatının streslerini gidermek
  • Hastalıklarınızın kökenlerini iyileştirmek, sağlıklı bir zihin/beden ile yaşamak
  • Travmalarınızı, fobilerinizi, depresyon, panik atak, uyku sorunları ve benzeri sorunlarınızı bilinçaltınızda çözerek sonlandırmak
  • Özgüveninizi yükseltmek
  • İletişim yaklaşımınızı iyileştirmek, öfke kontrolü ya da iletişimde cesaret elde etmek
  • Kariyerinizde ilerleyebilmek, başarınızı arttırmak
  • Ruhsal ve kişisel gelişim yolunuzda ilerlemek
  • Hedeflerinizi gerçekleştirirken, yaratıcılık, sanat, spor performans arttırmak için Mutluluk Kolay Tekniğini kullanabilirsiniz.

Mutluluk Kolay’ın diğer enerji tekniklerinden farkı nedir?

  • Güçlü bir enerji ve bilinçaltı tekniğidir,özellikle ellerin enerjisini kullanırsınız
  • Öğrenmesi kolaydır: ezberlemeniz gereken cümleler, “yanlış yaparım” korkusu yoktur
  • Uygulaması pratik ve hızlıdır: her an her yerde, ofiste ya da evde kullanabilirsiniz
  • Anında etkilidir: 15 dakikalık bir uygulamadan sonra zihin, beden ve duygularınızdaki değişikliği hemen fark edersiniz
  • İyileşme kalıcıdır: Öğrendikleriniz eğitimde kalmaz; pratik bir yöntem olduğu için günlük hayatınızda sık sık uygularsınız

Mutluluk Kolay kimler için çok fayda sağlar?

  • İlişkilerindeki, iş ve özel hayatındaki stres ve kaygılarını yok etmek isteyenler
  • Travma, panik atak, depresyon, fobi, uyku sorunu yaşayanlar
  • Hedeflerine ulaşmak için engelleri kaldırmak isteyenler
  • Kişisel gelişimini hızlandırıp, kendinin en iyi haline ulaşmak isteyenler
  • Hayatına anlam katmak isteyenler
  • Kendini keşfetmek isteyenler
  • Geçmişin etkilerinden kurtulup, geleceğini değiştirmek isteyenler
  • Tüm yaş grupları uygulayabilir

Mutluluk Kolay Enerji Okulu eğitimleri:

İnsan, enerji, zihin ve bilinçaltı alanlarında ilerlemek isteyen, başkalarına uygulamak, öğretmek ve farklı konularda uzmanlaşmak amacında olan güzel yürekler Mutluluk Kolay enerji okulundan çok yararlanacaklar.

Mutluluk Kolay Enerji Okulu üç aşamalı eğitimle başlıyor:

  1. Başlangıç : Tekniği kendinize uygulamayı,
  2. Uygulayıcı: Tekniği başkalarına uygulamayı
  3. Eğitmen: Tekniği ve tüm sistemi başkalarına öğretmeyi öğreniyorsunuz.

Mutluluk Kolay’ı kendinize uygulamayı öğrendiğiniz başlangıç seviyesinde neler öğrenirsiniz:

  • Mutluluğu tanımlayalım: Doğu ve batının yaklaşımları
  • Enerji, mutluluk ve zihin ilişkisi
  • Bilinçli farkındalık nedir, bilinçaltı nasıl çalışır?
  • Geleceğinizi değiştirmenin 5 kolay yolu
  • Duyguların kökeni
    Zihin ve beden ilişkisi, enerji bedenindeki aksaklıklar ve hastalıkları
  • Mutluluk Kolay tekniği nedir ve hangi sorunlar için nasıl kullanmalısınız?
  • Mutluluk Kolay’ı kendinize uygulama egzersizleri ve yaşam boyu kullanmanız için ipuçları

Bu okuldan mezun olarak, kendine ve çevresindekilere yardım etmek isteyen herkesi bekliyoruz. Takvimde eğitim duyurularımızı güncel olarak bulabilirsiniz.

Web adresi  https://gulcanarpacioglu.com/mutluluk-kolay/

 


Senede Bir Gün Değil, Hep Kadınız

Bu yıl da 8 Mart için yazılacak olumlu bir gelişme yok. Kadına şiddet ve kimliksizleştirme, şiddeti ve kadın ölümlerini meşrulaştırma, kadınları çarşafa sokma çabaları son hız devam ediyor. “Kadınkırım” konusunda yine yol alınamadı. Erkek egemen meclisimizin %75 i kadın olmadığı sürece de değişmeyeceği ortada. Yolsuzluklarla, hırsızlıklarla çalkalanan ülkemde kız çocukları kendileri bebeyken anne olmak zorunda bırakılmaya devam ederken, iyiyi güzeli hayal etmek bile zor. Senede bir kez hamasi laflarla, kozmetik ürün indirimleri, spa teklifleri ile geçiştirilen bir gün değil; “her gün kadın olunabilen” bir ülkede uyanacağımız günler için çabalamaya devam. Her yıl paylaştığım rakamsal verilerde iyileşme yok, artış var. 2018 yılında 317, Aralık ayında 27 kadın cinsel şiddete uğradı. 2018 yılında 440 kadın, Aralık ayında 45 kadın erkekler tarafından öldürüldü, kadın düşmanı uygulamalar devam ediyor. Bir yıl içerisinde en çok kadın cinayetinin gerçekleştiği iller; İstanbul’da 64, Antalya’da 24, Bursa’da 23, İzmir’de 19, Adana’da 15, Gaziantep’te 13, Konya’da 12 şeklinde. 

Aralık ayında Dünya Ekonomik Forumu 2018 Cinsiyet Eşitliği Raporu’nu yayınladı. Türkiye 12 yılda 25 sıra gerileyerek 149 ülke arasında 130. sıraya yerleşti. Türkiye’nin geride bıraktığı ülkelerden bazıları ise: Fildişi Sahili, Bahreyn, Nijerya, Togo, Mısır, Moritanya, Fas, Ürdün, Umman Sultanlığı, Lübnan, Suudi Arabistan, İran, Mali, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Çad, Suriye, Irak, Pakistan, Yemen.

Geçtiğimiz yıl kadınlarla ilgili arpa boyu yol alınmadığı gibi; hepimizin saçlarını diken diken eden mahkeme kararları, cinayetler, dayaklarla “Kadınkırım” tam gaz devam ediyor. Enerjim yok yeni cümleler kurmaya, geçen yıllarda yazıp paylaştığım bilgileri ve yazıyı aşağıya ekledim. Okuduğunuz zaman hak vereceksiniz, rakamsal verilerde azalma değil artış olduğu da hepimizin malumu. Daha çok çaba sarf etmeliyiz, bizi yönetenlerden beklentimiz sıfıra indi, erkeklerin bilinç düzeyini yükseltecek çalışmalara önayak olalım, kişisel çabalarımızı artırıp daha çok kız çocuğun eğitimine, kişisel gelişimine katkıda bulunacak kampanyalara destek verelim. Bunları yapalım ki, gelecek nesillere verecek hesabımız olsun.

Her yıl 8 martta akıllara düşer kadınlar. Kocaman kocaman laflar edilir, devleti yönetenlerden, sanatçısına, öğretmenine, sokaktaki insanına kadar herkes hamasi laflar eder, bir gün sonra ettiği lafları unutur gider. 2002 den bu yana sistemli bir şekilde ötekileştirilmeye çalışılan kadınların, hayatın içinde aktif rol almaları istenmemekte. Taciz ve tecavüz durumlarında suçlu sadece kadın olarak gösteriliyor, hem de devletin yüce mahkemeleri, ilahiyat mezunu din bilginleri tarafından bile. Dekolte giyindin, saçın açık, boyandın, gece sokağa çıktın, bara gittin, içki içtin, sevgilin var e o zaman suçlusun, sorguya gerek yok, doğrudan infaz. Hükümetin yüksek kademesindekiler, kadına ikinci sınıf vatandaş olması yönünde tebliğlerde bulunup duruyor. Çocuk doğur, evinde otur, kocanın sözünü dinle, haklarından feragat et…. liste uzuyor gidiyor. Her gün 5 kadının öldürüldüğü ülkemde “Kadınkırım” hızla devam ediyor. Yaşam hakkı hepimizin en önemli anayasal hakkı olmaktan çoktan çıkarılmış durumda. 2002 yılında cinayetlerle katledilen kadınların sayısı 66 iken, 2007 yılında bu sayının katlanarak arttığını ve 1077’ye yükseldiğini görüyoruz. 2009 yılının ilk yedi ayında ise 953 kadın katledilmiş. 2010 yılında ise, 337 kadın en acımasız işkencelerle, kafaları baltayla, testereyle kesilerek, diri diri toprağa gömülerek,yakılarak, kurşunlanarak çok basit nedenlerle erkekler tarafından katledilmiş. Devlet ise dayak yediği, işkence gördüğü, ölümle tehdit edildiği için polise defalarca şikayette bulunan kadınları korumayarak kadın cinayetlerini meşrulaştırıyor. Erkek egemen sistem, son yılların en baskıcı ve kahredici günlerini yaşatıyor biz kadınlara. Meclisin yüzde 92si erkek, 375 koltukta kadın oturmadıkça da bu sorunlar çözülmeyecek. Nefret cinayeti, namus cinayeti, töre cinayeti … seç beğen al her model var. Kadınların artık bu konuda daha duyarlı ve aktif olmaları gerek. Güneydoğu’da yapılan bir araştırmada, araştırmaya katılan kadınların yüzde 46 sı erken yaşta zorla evlendirilmiş daha da acısı yüzde 20 si 12 yaşında bu küçük kadınların. Ülkenin yönetim kademesindekilerin, çeşitli yayın organlarında kendi karılarını neredeyse çocuk yaşta aldıklarını gerine gerine anlatmaları ise durumu daha da vahimleştiriyor.
2010 yılında Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nce 24 bin 48 hane ziyareti ve 12 binden fazla kadınla yüz yüze görüşmelerle gerçekleştirilen bir araştırma sonucuna göre;
-Türkiye’de kadınların yüzde 41.9’u fiziksel ve cinsel şiddete uğruyor.
-Yüzde 49.9’la en fazla şiddete maruz kalan kadınlar ‘düşük gelir’ grubunda. Orta gelir durumunda bu oran yüzde 41.8, ‘yüksek gelir düzeyin’de de yüzde 28.7.
‘-Çalışan’ kadınların yüzde 44.1’i, çalışmayanların yüzde 41.1’i şiddet mağduru.
-Eğitimsiz kadınların yüzde 55.8’i, lise ve üzeri eğitim alan kadınların yüzde 27.2’si şiddet mağduru.
-En az bir kez gebe kalmış her 10 kadından biri gebeliği sırasında şiddet yaşıyor.
-Kadınların yüzde 57.6’sı, üç veya daha fazla kez yaralandığını söylüyor.
-Erkeklerin ‘işten çıkmaya neden olma veya çalışmaya engel olma’ oranı düşük gelir seviyesindeki kadınlarda yüzde 21.5 iken, yüksek gelir düzeyindeki kadınlarda neredeyse aynı: Yüzde 21.2.
-Yaşadığı şiddetini kimseye anlatmayan kadın oranı yüzde 48.5. Düşük gelir düzeyinde bu oran yüzde 54.1, yüksek gelir düzeyindeyse yüzde 37.5.
-Şiddet yaşamış kadınların yüzde 33.7’si ‘hayatına son vermeyi düşündüğünü’ söylüyor. Düşük ve yüksek gelir grubunda bu fikri aklından geçiren kadın oranı aynı, yani yüzde 34.6.
Şiddet görenlerin yüzde 12.4’ü intiharı denemiş. Düşük gelir düzeyinde bu oran 12.4 iken, yüksek gelir düzeyinde yüzde 11
Utanç verici rakamlar bunlar, yürek burkan rakamlar. Lafa gelince herkes coşuyor, ama eylem yok.
Bu yıl biraz çaba gösterelim, aktif olarak derneklerde görev alalım, yakın çevremizden başlayarak, “Kadına Şiddete Hayır” kampanyalarına destek verelim. Kız çocuklarının eğitimine gönül veren herkese yardım etmeye çalışalım. Cinsiyetinden dolayı doğduğu günden başlayarak horlanan, yaşam hakkı elinden alınan kadınlara yardım edenlere destek olalım.
Sadece bir gün değil, yaşadığımız her an kadın olma hakkının, ülkemizde yaşayan her kadına tanınması için elimizden ne geliyorsa yapalım.

Inceleyiniz :

http://kadincinayetlerinidurduracagiz.net/veriler/2869/kadin-cinayetlerini-durduracagiz-platformu-2018-veri-raporu

http://panel.stgm.org.tr/vera/app/var/files/k/a/kadin_emegi-5_mart_2019.pdf

http://www.khas.edu.tr/uploads/pdf-doc-vb/toplumsal-cinsiyet-ve-kadin-algisi-arastirmasi-2019-sonuclari.pdf

 


Senede Bir Gün Değil, Hep Kadınız

Bu yıl da 8 Mart için yazılacak olumlu bir gelişme yok. Kadına şiddet ve kimliksizleştirme, şiddeti ve kadın ölümlerini meşrulaştırma, kadınları çarşafa sokma çabaları son hız devam ediyor. “Kadınkırım” konusunda yine yol alınamadı. Erkek egemen meclisimizin %75 i kadın olmadığı sürece de değişmeyeceği ortada. Yolsuzluklarla, hırsızlıklarla, depremlerle, sellerle, yangınlarla çalkalanan ülkemde; kız çocukları kendileri bebeyken anne olmak zorunda bırakılmaya devam ederken, iyiyi güzeli hayal etmek bile zor. Senede bir kez hamasi laflarla, kozmetik ürün indirimleri, spa teklifleri ile geçiştirilen bir gün değil; “her gün kadın olunabilen” bir ülkede uyanacağımız günler için çabalamaya devam. 2022 yılında erkekler en az 327 kadını öldürdü, 198 kadının ölümü de ‘şüpheli’ olarak kayıtlara geçti. Kaynak: https://www.gazeteduvar.com.tr/erkekler-gecen-yil-en-az-327-kadini-oldurdu-793une-siddet-uyguladi-haber-1607120 

Minik bir not: Fotograf 1934 yılından. İyi düşünün lütfen, yaşamak istediğiniz hayatı şekillendirecek olan sizlersiniz, geleceğinizin daha fazla ipotek altına alınmasına izin vermeyin. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüzü daha güzel zamanlarda kutlayabilmek dileğiyle.

Kadinlar-1934

Geçtiğimiz yıl kadınlarla ilgili arpa boyu yol alınmadığı gibi; hepimizin saçlarını diken diken eden mahkeme kararları, cinayetler, dayaklarla “Kadınkırım” tam gaz devam ediyor. Enerjim yok yeni cümleler kurmaya, geçen yıllarda yazıp paylaştığım bilgileri ve yazıyı aşağıya ekledim. Okuduğunuz zaman hak vereceksiniz, rakamsal verilerde azalma değil artış olduğu da hepimizin malumu. Daha çok çaba sarf etmeliyiz, bizi yönetenlerden beklentimiz sıfıra indi, erkeklerin bilinç düzeyini yükseltecek çalışmalara önayak olalım, kişisel çabalarımızı artırıp daha çok kız çocuğun eğitimine, kişsel gelişimine katkıda bulunacak kampanyalara destek verelim. Bunları yapalım ki, gelecek nesillere verecek hesabımız olsun.

Her yıl 8 martta akıllara düşer kadınlar. Kocaman kocaman laflar edilir, devleti yönetenlerden, sanatçısına, öğretmenine, sokaktaki insanına kadar herkes hamasi laflar eder, bir gün sonra ettiği lafları unutur gider. 2002 den bu yana sistemli bir şekilde ötekileştirilmeye çalışılan kadınların, hayatın içinde aktif rol almaları istenmemekte. Taciz ve tecavüz durumlarında suçlu sadece kadın olarak gösteriliyor, hem de devletin yüce mahkemeleri, ilahiyat mezunu din bilginleri tarafından bile. Dekolte giyindin, saçın açık, boyandın, gece sokağa çıktın, bara gittin, içki içtin, sevgilin var e o zaman suçlusun, sorguya gerek yok, doğrudan infaz. Hükümetin yüksek kademesindekiler, kadına ikinci sınıf vatandaş olması yönünde tebliğlerde bulunup duruyor. Çocuk doğur, evinde otur, kocanın sözünü dinle, haklarından feragat et…. liste uzuyor gidiyor. Her gün 5 kadının öldürüldüğü ülkemde “Kadınkırım” hızla devam ediyor. Yaşam hakkı hepimizin en önemli anayasal hakkı olmaktan çoktan çıkarılmış durumda. 2002 yılında cinayetlerle katledilen kadınların sayısı 66 iken, 2007 yılında bu sayının katlanarak arttığını ve 1077’ye yükseldiğini görüyoruz. 2009 yılının ilk yedi ayında ise 953 kadın katledilmiş. 2010 yılında ise, 337 kadın en acımasız işkencelerle, kafaları baltayla, testereyle kesilerek, diri diri toprağa gömülerek,yakılarak, kurşunlanarak çok basit nedenlerle erkekler tarafından katledilmiş. Devlet ise dayak yediği, işkence gördüğü, ölümle tehdit edildiği için polise defalarca şikayette bulunan kadınları korumayarak kadın cinayetlerini meşrulaştırıyor. Erkek egemen sistem, son yılların en baskıcı ve kahredici günlerini yaşatıyor biz kadınlara. Meclisin yüzde 92si erkek, 375 koltukta kadın oturmadıkça da bu sorunlar çözülmeyecek. Nefret cinayeti, namus cinayeti, töre cinayeti … seç beğen al her model var. Kadınların artık bu konuda daha duyarlı ve aktif olmaları gerek. Güneydoğu’da yapılan bir araştırmada, araştırmaya katılan kadınların yüzde 46 sı erken yaşta zorla evlendirilmiş daha da acısı yüzde 20 si 12 yaşında bu küçük kadınların. Ülkenin yönetim kademesindekilerin, çeşitli yayın organlarında kendi karılarını neredeyse çocuk yaşta aldıklarını gerine gerine anlatmaları ise durumu daha da vahimleştiriyor.
2010 yılında Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nce 24 bin 48 hane ziyareti ve 12 binden fazla kadınla yüz yüze görüşmelerle gerçekleştirilen bir araştırma sonucuna göre;
-Türkiye’de kadınların yüzde 41.9’u fiziksel ve cinsel şiddete uğruyor.
-Yüzde 49.9’la en fazla şiddete maruz kalan kadınlar ‘düşük gelir’ grubunda. Orta gelir durumunda bu oran yüzde 41.8, ‘yüksek gelir düzeyin’de de yüzde 28.7.
‘-Çalışan’ kadınların yüzde 44.1’i, çalışmayanların yüzde 41.1’i şiddet mağduru.
-Eğitimsiz kadınların yüzde 55.8’i, lise ve üzeri eğitim alan kadınların yüzde 27.2’si şiddet mağduru.
-En az bir kez gebe kalmış her 10 kadından biri gebeliği sırasında şiddet yaşıyor.
-Kadınların yüzde 57.6’sı, üç veya daha fazla kez yaralandığını söylüyor.
-Erkeklerin ‘işten çıkmaya neden olma veya çalışmaya engel olma’ oranı düşük gelir seviyesindeki kadınlarda yüzde 21.5 iken, yüksek gelir düzeyindeki kadınlarda neredeyse aynı: Yüzde 21.2.
-Yaşadığı şiddetini kimseye anlatmayan kadın oranı yüzde 48.5. Düşük gelir düzeyinde bu oran yüzde 54.1, yüksek gelir düzeyindeyse yüzde 37.5.
-Şiddet yaşamış kadınların yüzde 33.7’si ‘hayatına son vermeyi düşündüğünü’ söylüyor. Düşük ve yüksek gelir grubunda bu fikri aklından geçiren kadın oranı aynı, yani yüzde 34.6.
Şiddet görenlerin yüzde 12.4’ü intiharı denemiş. Düşük gelir düzeyinde bu oran 12.4 iken, yüksek gelir düzeyinde yüzde 11
Utanç verici rakamlar bunlar, yürek burkan rakamlar. Lafa gelince herkes coşuyor, ama eylem yok.
Bu yıl biraz çaba gösterelim, aktif olarak derneklerde görev alalım, yakın çevremizden başlayarak, “Kadına Şiddete Hayır” kampanyalarına destek verelim. Kız çocuklarının eğitimine gönül veren herkese yardım etmeye çalışalım. Cinsiyetinden dolayı doğduğu günden başlayarak horlanan, yaşam hakkı elinden alınan kadınlara yardım edenlere destek olalım.
Sadece bir gün değil, yaşadığımız her an kadın olma hakkının, ülkemizde yaşayan her kadına tanınması için elimizden ne geliyorsa yapalım.


Mutlu ve Huzurlu Olmak İçin

Her yaştan pek çok dostla sohbetlerimizde; mutsuz ve huzursuz olduklarını gözlemliyorum. Onlara söylediklerimi sizlerle de paylaşıp, hepimiz için kalıcı notlar olmalarını arzu ettim. Sevgiyle ve muhabbetle…

-Kalbinizi nefretten uzak tutun, sevgiye daha çok yer açın.
-Karşılık beklemeden sevin, sevgiye şart koşmayın, şartlı şurtlu sevenlerden uzaklaşın.
-Zihninizi endişelerden uzak tutun, “asla” varsayımlarda bulunmayın; ne kendiniz, ne de başkaları için.
-Yardıma ihtiyacı olanlardan ilginizi esirgemeyin, gerektiğinde elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışın.
-İnsanları incitmemeyi deneyin, olur da incitirseniz nazikçe ve dürüstçe özür dileyebilmeye cesaretiniz olsun.
-Alçakgönüllü olmayı seçin, etrafımız zaten şişkin egolarla dolu.
-Yaşamın adil olmadığını vakitlice kabul edin; olmayanlar için yakınmak yerine, olanlar için şükretmeyi seçin.
-Söyledikleriniz ve yaptıklarınızın farklı olmamasına gayret edin.
-Günü yaşayın, içinde bulunduğunuz anların keyfini çıkarın. Geçmiş olaylardan ders alın, ama geçmişe takılı kalmayın. Güneş her gün yeniden doğuyor, daha iyi bir gün yaşamak elinizde.
-Gelecek için en esnek planları yapmayı deneyin. Gerçekleştirebildikleriniz için kendinizi tebrik edin, olmamışlara hayıflanmak yerine, daha uygulanabilir planlar yapmaya niyet edin.


Daha İyi Bir Gelecek İçin Mola #HacknBreak

#HacknBreak 2. Açık İnovasyon Kampı ve Konferansı; bu yıl da dolu dolu geçecek 8 gün ve 8 gece ile katılımcılarını bekliyor. HacknBreak, 19-27 Ağustos 2017 tarihleri arasında yine İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Urla kampüsünde gerçekleşiyor.

#HacknBreak, binlerce yıl öncesinde olduğu gibi, Ege’de zeytin ağaçları ve yavaş akan zaman içinde, “yeniden” dünyaya yön verecek fikirler yaratmayı hedeflemekte. Program detaylarını BURADAN görüntüleyebilirsiniz.

2016’da; ~1.000 katılımcı, 100+ konuşmacı, 95+ eğitim, seminer, workshop, hackathon vb alt etkinlik ve 30+ konferans konuşmasına ev sahipliği yapan bu müthiş etkinliği kaçırmayın.

Henüz başvuru formunu doldurmadıysanız BURAYA tıklayın, başvurular 10 Ağustos 2017 tarihine kadar uzatılmış. Lütfen başvurularınızı bireysel olarak yapın. Formu dolduranlar arasından seçilen kişiler kampa katılmaya hak kazanacaklar. Bu nedenle formu eksiksiz ve doğru bilgilerle doldurduğunuzdan emin olun.


Sayfalar:123