:::: MENU ::::
Browsing posts in: Sanat

“Nereden çıktı bu plastik çiçekler, neden plastik bu çiçekler? “

90 lı yılların sonunda tanışma ve karşılıklı uzun uzun sohbet etme şansım olmuştu Yıldız Kenter ile. Organizsayonunu üstlendiğim bir yarışmada Yıldız Hanım da ödül alacaktı. Hem tanışmak, hem de ödül töreni ile ilgili detayları konuşmak için randevu istemiştim. Yoğun temposuna rağmen beni kırmamış ve evine davet etmişti. Ne kadar zarif, ne kadar iyi bir evsahibiydi. Anlattıklarının her kelimesini zihnime kaydetmiştim. Güler yüzü, günlük hayatta o zamanlarda bile hasret kaldığımız düzgün Türkçesi, enfes dokunuşlarla süslediği anılarına bayılmıştım. Törende ödülünü aldıktan sonra yaptığı konuşmada beni de onulandırmasıyla gözyaşlarına boğulmuştum.

Bu sabah değerli yazar Buket Uzuner’in bir paylaşımıyla izledim bu videoyu. Yıllardır söylenip durduğumuz onlarca konu anlam kazanıverdi izledikçe. Günlük koşturmalarınız arasında izlemeyin ne olur, lütfen vakit ayırıp sükunetle izleyin. Üzerinde düşünün. Sonra hazır vakit ayırmışken Netflix’te yayınlanan Yıldız Kenter belgeseli “Caniko“yu da izleyin. Sanattan, zarafetten, güzelliklerden uzaklaştıkça neler yitirmişiz tekrar hatırlayın.

Yazıda kullandığım görselin kaynağı https://artdogistanbul.com/yildiz-kenter-belgeseli/


Kemâl – Pınar Ayhan’dan Bir Müzikal Belgesel

13 Kasım akşamı değerli dostum Didem Özbahçeci davetiyle yine müthiş bir gösteri izleme şansı buldum. MKM Kültür merkezinde; Pınar Ayhan ve her biri ayrı yetenekli dostlarının olağanüstü performansıyla salondakileri büyülediği bu harika gösteriyi mutlaka daha çok kişi izlemeli. Nasıl yapsak da daha fazla kişiye ulaşsa her iki gösteri de diye epey kafa yordum. Keşke Atatürk adıyla oy avcılığı yapan belediyeler kendi kültür merkezlerinde halka ulaştırsalar bu mesajları.

Mustafa Kemâl’i odağa alarak, onun yaşam öyküsünü anlatan müzikal bir belgesel  “Kemâl”. “Tarih çok şey anlatır ama saklar da!…” diyerek yola çıkılan bu gösteride Pınar Ayhan, güçlü sesi ve anlatıcılığı ile bizleri 1881’den 1938’e götürüverdi usulca,  coşkuyla. Mustafa Kemâl’in yaşam öyküsünden az bilinen kesitleri, doğru bilinen yanlışları, çok iyi bilinen ama üzerine çok fazla düşünülmeyenleri sahneye taşıyan bu gösteriyi; salondaki yüzlerce kişi nefesi kesilerek ve avuçları kızarıncaya kadar ayakta alkışlayarak izlediler. Aslında kelimelerle ifade etmem zor o salonda yaşanan ruh halini. Yüzlerce insanın tek yürek olup; kah gözyaşlarıyla, kah sesinin son perdesiyle sahnedeki olağanüstü sanatçıya eşlik etmelerini tarif edemiyorum. Gösteri arasında ilkokul öğrencisi olduğunu düşündüğüm bir erkek çocuğunun babasına dönüp “bana kimse Atatürk’ü böyle anlatmamıştı, saygı duyuyordum ama şimdi hem daha çok seviyorum Ata’mızı, hem de mutlaka okuldaki arkadaşlarıma anlatacağım onlar da bilsinler” dediğini duymak harikaydı. “Bizler onun gülmeyi öğrettiği çocuklardık.”

Yazıma sevgili Didem’in gösteriden sonra Instagram’da paylaştığı cümlelerle son vermek istiyorum: “ ATATÜRK’ü bir de böyle dinleyin, ağlayın, duygulanın, gururlanın, hayıflanın. Pınar Ayhan’dan ATATÜRK’ü dinleyin, izleyin mest olun. Elleriniz patlayıncaya kadar ayakta alkışlayın. En üst perdeden BRAVO diye bağırın. Biriktirdiği bilgiye, emeğe, ülkenin farkındalığını artırmak için ekibiyle birlikte katettiği binlerce kilometre yola teşekkür edin. Bu muhteşem gösteriyi mutlaka İZLEYİN. Çocuklarınıza muhakkak İZLETTİRİN.”

Bu projede, sahnede Pınar Ayhan’a 5 kişilik bir orkestra eşlik ediyor. Orkestra ise Evren Kalaycıoğlu (Piyano ve orkestra şefi), Özge Erdem (Keman), Aslı Gültekin (Viyolonsel), Erdinç Aktuğ (Perküsyon), Mustafa Cihan Aslan (Klarnet) ve Ulaş Koray Gökben (Bağlama) gibi deneyimli müzisyenlerden oluşuyor. Ses ve teknik yapım Delta Ses, Işık Tasarımı Mustafa Bal tarafından gerçekleştiriliyor.

Ocak ayında  Caddebostan Kültür Merkezinde yeniden sahne alacak “Kemâl”. Lütfen ajandanıza not alın ve mutlaka evlatlarınızla birlikte izleyin bu müthiş gösteriyi.

Yazımda kullandığım görseller için Alihan Sönmez’e teşekkürü borç bilirim.

Pınar Ayhan web sitesi   https://www.pinarayhanofficial.com

Bilet linki  https://www.biletix.com/etkinlik/ZO802/TURKIYE/tr


Orada Duruverseydi Zaman

25 Ekim Cuma akşamı değerli dostum Didem Özbahçeci davetiyle müthiş bir gösteri izleme şansı buldum. MKM Kültür merkezinde Pınar Ayhan’ın olağanüstü performansıyla salondakileri büyülediği bu harika gösteri yakın tarihimizin müzikal belgeseli olarak anlatılmış tanıtım broşüründeki yazılarında, çok zarif oldukları için çok da alçakgönüllü davranmışlar. Emin olun kelimelerle ifade etmem zor o salonda yaşanan ruh halini. Yüzlerce insanın tek yürek olup; kah gözyaşlarıyla, kah sesinin son perdesiyle sahnedeki olağanüstü sanatçıya eşlik etmelerini tarif edemiyorum.

İki ayrı bölüm halinde izlenen “Orada Duruverseydi Zaman” salondaki konuklara belki de hiç duymadıkları  gerçekleri, tanımadıkları kahramanları ve bilmedikleri  olayları anlatıyor.  Cumhuriyetin kuruluş yılları ve dönüm noktalarının, bilinen tarihin dışında, satır aralarında kalmış anekdotlarla anlatıldığı, hikayelerin içinden çıkan müzikal eserlerle ve görsellerle bezenmiş, nefesler tutularak, gözyaşlarıyla kahkahaları harmanlayarak izlenen bir sahne gösterisi. Gösteri tek kişilik, ancak Pınar Ayhan sahnede yalnız değil… Perküsyon, piyano, viyolonsel gibi batı müziği çalgılarının yanı sıra, bağlama ve ney gibi bu toprakların çalgılarıyla zenginleştirilmiş bir orkestra eşliğinde anlattığı öykülerin şarkılarını, türkülerini seslendiriyor. Anlatılan hikayelere ait, 1920’lerden kalma video görüntüleri, sararmış bir mektubun sayfaları, daha önce hiç görülmemiş orijinal fotoğraflar barkovizyon aracılığıyla izleyiciye sunularak gösteriye farklı bir boyut kazandırılıyor. Heyecanla bu müthiş gösterinin devamı olan “Kemâl” i seyretmeye  hazırlanıyorum 13 Kasım tarihinde.

1972’de Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde doğan Pınar Ayhan, çok yönlü bir sanatçı. Uzun yıllar  TRT’de solistlik ve sunuculuk yapan sanatçımız 45. Eurovision şarkı yarışmasında ülkemizi başarıyla temsil edip, 10. olmayı da başarmış. Sosyal sorumluluk projelerine çok önem veren Pınar Ayhan; 2008 yılında, eşi Dr. Sühan Ayhan ile birlikte, meme kanserinde erken tanının önemini vurgulamak amacıyla, tamamı meme kanser hastalarından oluşan “Farkındalık Korosu”nu kurarak çalışmalar yapmaya başlamış. Ayrıca Pınar Ayhan, Türkiye’de zihinsel yetersiz çocukların yeterli eğitim, rehabilitasyon ve bakım şartlarına kavuşabilmeleri için gerekli olanak ve ortamları yaratmak, meslek kazanmalarına yardımcı olmak, uzun vadede bu şartların kalıcılığını güvence altına almak ve kimsesiz zihinsel yetersizlere yaşamları boyu sahip çıkmayı hedefleyen Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı’nın da genel kurul üyesi.

Pınar Ayhan’ın web adresindeki gösteri takvimini mutlaka takip edip, size en yakın gösteriyi kaçırmayın derim. İyi seyirler.  https://www.pinarayhanofficial.com

Yazıda kullandığım görsel  ve bu muhteşem gösteriyi izleyebildiğim için can dost Didem Özbahçeci’ye teşekkürü borç bilirim.


The Goldfinch, Saka Kuşu

24 Eylül Salı sabahı Warner Bros davetiyle izledim The Goldfinch filmini. Yazıda kullanacağım görseller için araştırdığım sayfalardan birindeki cümle tam da film hakkında düşündüklerimi özetleyivermişti başlığında. “Aynı zamanda hem mükemmel, hem kafa karıştırıcı, hem üzücü, hem de acıyı katlanılır hissettiren bir film” diye tanımlamışlardı.

Fazla ipucu vermeden, internet üzerinde kolayca bulacağınız, filmi anlatan hemen hemen tüm eleştirilerdeki genel özeti yazıyorum sizlere.Theodore Decker; annesi New York Metropolitan Sanat Müzesi’ndeki bir bombalamada öldürülen 13 yaşında bir çocuk. Bu trajedi Theo’nun bütün hayat akışını değiştiriyor. Heyecan verici bir keder, yoğun bir suçluluk duygusu, kendini yeniden keşfediş, kurtuluş ve hatta sevgiyle harmanlanmış bir hayata yönlendirir onu bu büyük dram. Çocukluk ve ilk gençlik yılları zorluklarla geçen Theo bütün olumsuzluklara rağmen, o korkunç güne ait somut bir umut parçasını elinde tutmakta; tüneğine zincirlenmiş küçük bir kuş resmi “The Goldfinch”. Filme konu olan bu tablo, Carel Fabritius tarafından 1654 yılında yapılmış.

Filmin yönetmeni John Crowley, Donna Tartt’ın aynı adlı ve Pulitzer ödüllü romanından senaryolaştıran ise Peter Straughan. Oyuncular Oakes Fegley, Ansel Elgort, Nicole Kidman, Jeffrey Wright, Luke Wilson, Sarah Paulson, Willa Fitzgerald, Finn Wolfhard, Aneurin Barnard, Ashleigh Cummings, Aimee Laurence. Müzikleri Trevor Gureckis’e ait olan filmin görsel yönetmeni de Roger Deakins.

Bu haftasonu izleme listenizin başına alın bu filmi. 139 dakikalık uzun bir film bu unutmayın. Hepinize iyi seyirler.

Fim detayları :  https://www.imdb.com/title/tt3864056/

Görseller      :

https://economictimes.indiatimes.com/magazines/panache/the-goldfinch-review-a-film-that-is-brilliant-confusing-stoic-and-sad-at-the-same-time/articleshow/71255572.cms

https://ago.ca/events/goldfinch


#Shazam 5 Nisanda Sinemalarda

Bu sabah Warner Bros davetiyle izleme şansı buldum Shazam filmini. DC evreni izleyicilere eğlenceli bir super kahraman filmi sunuyor. “Less Than Perfect” dizisiyle tanıdığım, Chuck ile hayranlığımı sürdürdüğüm Zachary Levi, Shazam ile hayran kitlesini hızla arttıracak diye düşünüyorum. Cana yakın tavırlı, muzip bakışlı Levi; biraz sihirle Billy Batson’ın içindeki super kahraman olarak çıkıyor karşımıza. 14 yaşındaki herhangi bir genç super güçlere sahip olup neler yaparsa o da bu müthiş armağanla oynuyor, keşfediyor, çocuksu neşesiyle test ediyor. Her super kahraman filminin olmazsa olmazı kötü adamı ise Mark Strong tarafından başarıyla canlandırılan Doktor Sivana. Filmin kahramanı 14 yaşında diye hemen okul çağındaki çocuğunuzu kapıp sinema salonuna koşmayın, 13 yaş sınırı konmasının önemli nedenleri var.

Keyifle izlediğim, zaman zaman sesli kahkahalar da attığım bu eğlenceli filmin yönetmeni David F.Sandberg, görüntü yönetmeni Maxime Alexandre, müzikler Benjamin Wallfisch, epey ilginç bir hikayesi olan tamamı el yapımı Shazam kostümünün yaratıcısı ise Leah Butler. Zachary Levi dışında filmde rol alan diğer oyunculardan bazıları da Djimon Hounsou, Mark Strong, Asher Angel, Jack Dylan Grazer ve Adam Brody
Film 5 Nisan Cuma günü gösterime giriyor. İçinizdeki çocuğu da alıp izleyin, hatta imkan varsa IMAX olarak izleyin derim. Hepinize iyi seyirler.

Önemli Not: Marvel ve DC filmlerinin sonunda mutlaka özel sahneler vardır, bazı şaşkın izleyiciler gibi “bitti” sanıp salonu terk etmeyin. Shazam de böyle ilginç notlar veren bir film, yazılar başladı diye heyecanlanmayın bekleyin Zach’i elinde balıkla görmeden film bitmiyor, bu kadarını söyleyeyim ????

Filmin web sitesi : http://www.shazam-movie.net
Görseller: https://gadgets.ndtv.com/entertainment/news/shazam-trailer-release-date-comic-con-sdcc-2018-dc-superhero-1887454

10 ‘Shazam’ Suit Surprises from Costume Designer Leah Butler

 

.


BİR KİTAP ÖNERİSİ ve İMZA GÜNÜ

Sizlere değerli bir dostun kitabından söz etmek istiyorum bu sabah. Hoş bir rastlantıyla kesişti yollarımız 5 yıl önce. Birlikte 2 ayrı sosyal fayda sağlayan derneğin kuruluşunda yer aldık ve çalıştık sevgili Şeyda ile. Anlatacak çok hikayesi olan, çalışkan, iyi eğitimli, neşeli, heyecanlı bu genç kadınla pek keyifli sohbetlerimiz oldu. Programlarımızı çakıştırabilsek sohbetlere kaldığımız yerden aynı hızla devam edebileceğimize de eminim ????

101 Tavsiye Seçım Nasıl Kazanılır? Kitabını keyifle okuyacaksınız, kitaptaki tavsiyeler bana göre sadece seçim kazandırmakta değil, iş ve özel hayatınızda da yardımcı olacaklar. Bir röportajında şöyle demiş Şeyda; “Türkiye’nin kahvelerinde, sokaklarında, evlerinde, gündelik sohbetlerin önemli konularından biri de politika. Özellikle seçim kampanyaları süresince ya da seçimlerden sonra herkesin sonuçlarla ilgili bir fikri oluyor. Kaybeden tarafı suçlamak veya makus talihimizden şikayet etmek alışageldiğimiz bir durum. Oysa yapılması gereken tek şey; ‘Nasıl Kazanırız?’ sorusunun cevabını vermek. ”

Kitabı okurken yaşı 50lerin üzerinde olanlar kimi zaman üzülerek, kimi zaman gülümseyerek hatırlayacakları notlara rastlayacaklar. Öğrenciler ve genç okurlar, tabii özellikle siyaset yapmak isteyenler için pek leziz bir başucu kitabı olmuş.

En değer verdiğim politikacı Ecevit’ten söz ettiği ve benim de bilinçle deneyimlediğim ilk seçim olduğu için kitaptan kısa bir alıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.

‘Halk, düzeni değiştirme kararını verdi. Dursam beni aşar…’ diyerek Türkiye’nin ekonomik, siyasal yapısında değişimin gerekliliğine dikkat çeken Bülent Ecevit, umudu örgütleyerek 1977’de başarıya ulaştı. Söyleyecek bir sözü, anlatacak bir hikayesi olan ve tabii bunu seçmene, kendisini takip eden insanlara iletmek için elinden gelen çabayı gösteren bir liderin ikna edemiyeceği kimse yok. Türkiye’de sol akılın iktidar olamayacağını iddia ederek, bu ön yargının neden olduğu bir ısrarla siyaseti merkez sağa çekerek değil tam tersine Ecevit’in 1977’de yaptığı gibi sokaklara inerek, seçmenle etkin iletişim kurarak, onun dünyasına girebilmek için elinden geleni yaparak seçim kazanılır. Seçim kazanmak, tribünlere oynamaktan çok tribünleri sizin peşinizden sürükleyecek stratejik akılı pratiğe dönüştürmektir. Daha önce de belirttiğim gibi buna inanmak, yani insanların düşünce yapısını, seçmenin davranışını yani bir anlamda “müslüman mahallesinde salyangoz satabileceğinize” gerçekten inanmak, bunu gerçekleştirmek için durmaksızın çalışmak. Karaoğlan, 1977’de bir şey söylemişti ve bu söylediklerinin duyulması, söylediklerini yaşama geçirmek için var gücüyle, yoğun bir tempoyla ama her şeyden önce de seçmeni yani halkı odağına koyarak çalışmıştı.”

16 Mart Cumartesi günü Kırmızı Kedi kitabevine uğrayın, bu enerjik ve coşkulu kadınla mutlaka tanışın, kitabınızı imzalatın. Yayınevinin şirin kedilerini de sevmeyi ihmal etmeyin.

ŞEYDA TALUK Kimdir ?
1989’da Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü’nden mezun olan Şeyda Taluk ardından Paris 8 Üniversitesi’nde “Siyaset ve Hukuk Bilimi” yüksek lisansı yaptı. 1992-93 yılları arasında aynı üniversitede Avrupa Çalışmaları üzerine doktora öncesi seminerlerine katıldı.
Şeyda Taluk, 25 yılı aşkın bir süredir politikadan, sivil toplum örgütlerine, kurumsal markalardan bireysel alana kadar uzanan bir çok katmanda “etkin iletişimin” gücünü, sihrini ve fark yaratan değişimini kendine has yaklaşımı ve deneyimiyle yorumlamaktadır.
Dünyanın bir çok ülkesinde lider sosyal girişimcileri destekleyen uluslararası bir kuruluş olan ASHOKA’nın Türkiye temsilciliği görevinin yanı sıra Birleşmiş Milletler bünyesindeki Parlamentolararası Asamble, dünyanın en önemli kadın kuruluşlarından biri olan AWID gibi bir çok sivil toplum örgütüne de danışmanlık hizmeti verdi. Kadir Has Üniversitesi’nde iletişim bölümünün kurulmasında görev aldı ve aynı üniversitede iletişim dersleri verdi.
Çok iyi derecede İngilizce ve Fransızca bilen Taluk, Bahçeşehir Üniversitesi MBA Programı’nda İkna ve İletişim Psikolojisi dersi veriyor. Bunun yanı sıra uluslararası alanda ve Türkiye’de çeşitli kuruluşlara, kişilere siyasal ve sosyal iletişim konusunda danışmanlık yapıyor, eğitim veriyor.

#şeydataluk #yenikitap #seçimnasılkazanılır #101tavsiye #kırmızıkedikitabevi #imzagünü #16Mart2019 #kitap #seçim2019


Fantastic Beasts: The Crimes of Grindelwald

Warner Bros davetiyle izleme şansı buldum “Fantastic Beasts: The Crimes of Grindelwald” filmini. Gösterime girmeden önce üzerinde epey konuşulan, Harry Potter fanlarının merakla beklediği, bazı eleştirmenlerin J.K.Rawlings’in George Lucas’ın yolunda hızla ilerlediğinin altını çizdiği bir film bu. Sizleri bilmem ama filmden çıktığımda 2020 de gösterime girmesi planlanan devam filmini heyecanla beklemeye başladım. 16 Kasımda gösterime girecek bu filmi mutlaka izleyin (imkan varsa Imax izlemenizi öneririm ) Eddie Redmayne, Johnny Depp ve Jude Law’ı aynı karede keyifle izleme fırsatını kaçırmayın derim. Iyi seyirler…

Filmin web linki:https://www.fantasticbeasts.net
Görsel kaynağı: https://www.theverge.com/2017/11/16/16665378/fantastic-beasts-the-crimes-of-grindelwald-harry-potter-jk-rowling
IMDB linki: https://www.imdb.com/title/tt4123430/


İlham Kaynakları ve İlham Verenler

Bugün sizlere Koray Kışlalı’nın zarif mesajıyla haberdar olduğum iki keyifli kaynağı tanıtmak istiyorum; “İlham Verenler” ve “İlham Kaynakları”.

Önce “İlham Kaynakları” web adresinden söz edeyim. Sayfayı tıklayıp dolaşmaya başladığımda böyle bir kaynağı nasıl atlamışım diye pek hayıflandığımı itiraf etmeliyim. Her biri birbirinden yaratıcı müthiş adreslere ulaşabiliyorsunuz. Tasarım, sanat ve benzeri alanlarda çalışmalar yapan içerik üreten kişilerin, farklı “ilham kaynakları” keşfederek üretimlerini zenginleştirmelerine katkıda bulunan yayınları derlemeyi görev edinmişler ve sizler de incelediğinizde göreceksiniz ki çok emek verilmiş leziz bir yayın olmuş. Benim gibi bir hiperaktifin saatlerce kendini kaybedeceği, zamanın nasıl geçtiğini anlamayacağı bir kaynak olduğunu da mutlaka eklemeliyim. ????

Diğer keyifli adres de Mart 2017 tarihinden bu yana yayında olan “İlham Verenler”. İletişim, tasarım, medya, sanat alanlarındaki işleri ve eserleri ile tanınan kişilerle yapılan söyleşilerin yayınlandığı, katılımcısı ve okuyucusu arasında faydalı bir iz bırakma arzusunda olan bu mini röportaj dizisini okumaya başladığınızda kolay kolay ayrılamayacaksınız linkten. Bir diğer ayrıcalığı da; kendi alanlarındaki işleri-eserleri ile gurur duyan tüm ziyaretçilerin ve okurların katılımına açık olması. Sizler de kariyerinizde keşfettiğiniz öneri ve tavsiyeler ile bu mini yayına katkı sağlamak isterseniz, mesajınızı “bilgi[at]ilhamverenler.com” e-posta adresine iletebilirsiniz.
Sevgiyle ve muhabbetle…
“İlham Kaynakları” http://ilhamkaynaklari.com
“İlham Verenler” http://ilhamverenler.com


Thor: Ragnarok

Marvel evreni eğlenceli bir filmle sinemalarda bu hafta. Thor:Ragnarok; sıradan izleyiciye keyifle vakit geçirtirken, Marvel tutkunlarını pek de tatmin etmeyebilir. Ben eğlendim ve güzel vakit geçirdim, tabii Loki ile tekrar buluşmanın katkısı da var ????

Oyuncuların çekim sırasında epey eğlendiklerini düşündüm filmi izlerken. İtiraf etmeliyim süper kahramanların güldürebildiği filmlerden daha çok hoşlanıyorum. Sinemaya gitmek eğlence amaçlı benim için ve bu film de ona verdiğim parayı sonuna kadar hak etti ???? En sevdiğim Led Zeppelin parçalarından biri olan Immigrant Song (Valhalla I’m Coming) dinlemek de ayrıca keyifliydi.

Filmin oyuncu kadrosu, Oscar törenindeki kırmızı halı tadında kalabalık. Yönetmen Taika Waititi cömert davranmış hem kadroyu, hem de konuk oyuncuları seçerken. Chris Hemsworth, Mark Ruffalo, Cate Blanchett, Jeff Goldblum, Tom Hiddleston, Anthony Hopkins, Idris Elba, Tessa Thompson ana rollerdeler. Kısacık da olsa Dr.Strange olarak hınzır görüntüsüyle aklınızı alıverecek Benedict Cumberbatch. Tiyatro sahnesinde ise Loki ‘yi Matt Damon , Thor’u küçük kardeş Luke Hemsworth ve Odin‘i de Sam Neill canlandırıyor. Yine kısa süre de gözükse karizmasıyla sıyrılıveren Ken Watanabe atlanmamalı. Topaz rolünde Yenı Zelanda’lı oyuncu Rachel House ve Volstagg rolünde İrlandalı oyuncu Ray Stevenson da göz dolduruyorlar. Arada Zachary Levi’ı fark edememek de benim ayıbım olarak kalsın.

Bu haftasonu kendinizi eğlendirin derim. İstanbul dışında ve 2D izlemek zorunda kaldım, sizler IMAX seçeneğini tercih edin. Film 13 yaş altı için uygun değil, çocuklarınıza başka eğlenceler bulun.

Film ile ilgili detaylar: http://www.imdb.com/title/tt3501632/
Soundtrack bilgileri: https://g.co/kgs/CRrE3W

Görsel kaynakları:

http://forumcinemaslv.blob.core.windows.net/1012/Event_8610/gallery/ThorRagnarok%20(24).jpg
http://www.etonline.com/sites/default/files/images/2017-10/cate-blanchett-thor-ragnarok.jpg
http://akns-images.eonline.com/eol_images/Entire_Site/2017920/rs_1024x429-171020123519-1024.thor-ragnarok-4.102017.jpg


27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü

World-Theatre-Day-ILLUSTRATION-S.-JAMAL

60 larda çocuk, 70 lerde genç olmanın en güzel yanlarından biri, ünlü tiyatro sanatçılarını sahnede müthiş performanslarıyla canlı izleyebilmekti. Şanslıydım, güzel sanatların her alanına ilgi duymamı destekleyen bir ailem vardı. Çocuk oyunlarını, dünya klasiklerini, kendi yazarlarımızın en değerli eserlerini, hınzır komedileri, politik taşlamaları, özgürlükçü görüşleri izleme şansım oldu çoğu şimdilerde yok olup, ranta teslim edilen tiyatro binalarında.
Kent Oyuncuları’nda usta oyuncu Vasfi Rıza Zobu’yu “Buzlar Çözülmeden” oyununda, Dostlar Tiyarosu’nda Genco Erkal’ı enfes performansıyla “Durdurun Dünyayı İnecek Var” da, Gülriz Sururi’yi “Sokak Kızı İrma” da, Engin Cezzar’ı Keşanlı Ali rolünde ve Rumeli Hisarı’nın şimdi artık olmayan muhteşem sahnesinde; Mücap Ofluoğlu ile dönüşümlü rol alan Dinçer Çekmez’den enfes bir performansla Cyrano’yu izleyebildiğimi düşünerek avunuyorum.
50 lerde doğanların kolaylıkla hatırlayacağı, ünlü sanatçı Münir Özkul’un Tomas Fasulyeciyan tiradı ile kutluyorum bu yıl 27 Mart Dünya Tiyatrolar Gününü;

Zaten aktör dediğin nedir ki? Oynarken varızdır, yok olunca da sesimiz bu boş kubbede bir hoş seda olarak kalır. Bir zaman sonra da unutulur gider. Olsa olsa eski program dergilerinde soluk birer hayal olur kalırız. 

Görooorum, hepiniz gardoroba koşmaya hazırlanoorsunuz. Birazdan teatro bomboş kalacak. Ama teatro işte o zaman yaşamaya başlar. Çünkü Satenik’in bir şarkısı şu perdelere takılı kalmıştır. Benim bir tiradım şu pervaza sinmiştir. Hıranuşla Virginia’nın bir dialogu eski kostümlerden birinin yırtığına sığınmıştır. İşte bu hatıralar o sessizlikte saklandıkları yerden çıkar, bir fısıltı halinde sahneye dökülürler.

Artık kendimiz yoğuz. Seyircilerimiz de kalmadı. Ama repliklerimiz fısıldaşır dururlar sabaha kadar. Gün ağarır, temizleyiciler gelir, replikler yerlerine kaçışır… Perde !”

Görsel kaynağı:
https://c.tribune.com.pk/2011/03/World-Theatre-Day-ILLUSTRATION-S.-JAMAL.jpg


Sayfalar:12345